• enseyi alıyorum abi
    hı-hı...al
    yanları bırakayım mı abi?
    hı -hı bırak

    o yüzüme sürttüğü fırça ne? enseme sürdüğü tuhaf kokulu pudra. birilerinin kulağına vurduğu alevli çubuğu kim akıl etti?
    alex göndermeleri iyi oldu abi?
    ya tabii şimdi.
    valla ben bi şey demiyom dış güçler var.
    gibi. yani

    gözlerini kapat abi.
    kapandı.
    abi aç.
    anam içim geçmiş.
    ense nasıl olmuş abi?
    iyi.

    zira o sırada ben hiçbir şey bilmiyorum. cahil, itaatkar, ezik, konformist. "al şu usturayı ananı babanı kes" dese o an "ne oluyor lan?" diyemeyecek insanlar var. ben de onu diyemem belki ama üzülürüm çok.
  • bünyede zuhur eden şey cehalet değil tam manasıyla teslimiyettir. mahalle berberine gitmeyen bilemez bu duyguyu.

    edit: imla
  • suan berberdeyim, sıra bekliyorum ve entry giriyorum. burada yazılanları okudum psikolojim bozuldu amk cıkıp gidecem.

    birazdan bana da cokecek olan cehalet.

    bu arada suan gecen diyalogtan bir kuple sunuyorum: "yabancılar yıl basını 1 hafta kutluyolarmıs la, bizim gurban bayramı gibi heralde, adına da krismis mi ne diyolarmıs amk gavurları.."
  • hayatımdan çalınan yarım saatlik süreçte hissedilen cehalettir.

    hiç konuşma arzusu hissetmediğin halde, berberin sağlı sollu sorularıyla kroki duruma geldiğinde, kısa ve anlamsız cevaplar vermeye başlarsın.

    elinde keskin bir makas ve ustura bulunan kişinin öne sürdüğü "ne süküğü belirsiz" tespitlere kerhen katılmak mecburiyetinde hissedersin.

    yorum yapsan, kendi fikrini ifade etmeye çalışsan, sonuç alamayacağını bildiğin için, beynin kelimelerde tasarrufa gider. tümleci olmayan, bol geniş zamanlı cümlelerde cahil olduğun imajını verir.
  • - nası olsun abi
    - nası
    - yanları makineyle alıyom
    - al
    - kulakları açıyım mı
    - aç
    - gaza büyük zam varmış
    - yapma ya
    - aslında yapmıcaklar da amerika zorla yaptırıyo
    - doğrudur
    - amerika'nın ipini çeken de israil
    - israil
    - haha seyrettin mi bu herifi abi?
    - seyretmedim
    - piç ya!
    - piç
    - iyi mi bu kısalık?
    - iyi
    - yıkıyorum saçları
    - iyi
  • kaderini bir başkasının eline vermiş olmanın aczidir.

    sola çevir der çevirirsin, sağa der çevirirsin kafanı. yaslan der, yaslanırsın. yapabildiğin tek şey aralarına karışmış beyazlarla örtünün üzerine kelebek misali düşen saçlarına bakıp derinlere dalmandır. başını lavaboya bastırıp önce soğuk suyun içinde şampuanla yıkar saçlarını, ağır ağır ısınır su. en güzel anında tam da sıcak suyla kavuştuğun anda biter yıkanması saçlarının. o esnada arka cepte cüzdan var mıydı, çekmesinler la diye düşünürsün yeniden açılan soğuk su yüzüne çarptığında gerçek dünyaya dönerken. gık edemezsin, tak diye gider kulak memen. meme senindir ama ustura onun ellerindedir. sadece saçlarının kaderi değildir berberin elinde olan.

    burada müzik yükselir, zirveye ulaştığında haykırarak ağlar oyuncu. saç kurutma makinesinin kafanın üzerindeki egzotik dansı ile kararır görüntü. son yazar.

    dandik bir film, yarısında çıkmalık.
  • - adamlar çalıyorlar; ama çalışıyorlar. diye devam eden konuşmadır. o an cevap veremez, çaresizce gömleğinize sıkılacak olan ucuz parfümü beklersiniz.
  • boğazınıza usturayı dayayan insanla aynı kültür seviyesinde olmak zorunda oluşunuzdan kaynaklanandır. uzun yaşamak istiyorsanız akıl edin tabi bunları. çökenin illa cehalet olması gerekmez, bazen tam tersi olur, entel bir berbere gidersiniz, o halde de adamın anlattıklarını pek anlamayıp ayak uyduramasanız bile "hı hıı" diyerek onaylamanız ve kültür seviyenizi onunla aynıymış gibi göstermeye çalışmanız gerekmektedir.
  • elindeki usturasıyla şah damarının üzerinde sanatını icra ederken, üzerinde oluşturduğu o baskı ile her türlü fikrine katılma gerekliliği hissini doğuran korkunun yarattığı cehalettir.

    önlüğünü çıkart, usturanı bırak, delikanlı kim bakalım.
hesabın var mı? giriş yap