• son zamanlarda kuaförlerin camında "yapılır" olarak gördüğüm uygulama. biraz araştırdım neymiş diye, gördüm ki 3-6 ay arası kullanılabilen, özellikle dalgalı ve şekle girmeyen saçlar için tercih edilen kalıcı fön. yani aslında çağrışım yaptırdığı kadar havalı bi şey değil. hatta milliyet gazetesi şöyle tanımlamış : "uygulama sırasında saça keratin ve formaldehit kimyasalı sürülüp saçlar ütüleniyor"

    keratin dediğimiz şey boynuzdur. formaldehit diye tabir edilen çözelti de mumyalama da kullanılır. ütü de işte çarşaf, gömlek falan... varın siz düşünün kadın kısmının güzellik uğruna kendini nelere buladığını.

    kadın sektöründen nemalanan girişimciler için burdan çok önemli bi tüyo vereceğim : bakın saç baş her türlü halledilir. eğer kalıcı brezilya götü uygulaması yapabilirseniz kısa sürede ihya olacağınıza ben burdan garanti verebilirim. hatta daha büyük konuşuyorum, bunun için altın günleri gibi dayanışmalar da yapılacaktır. siz beni dinleyin : brezilya götü daima kazanır!
  • efendim, brezilya'ya giden/brezilya'da yaşamış kadınlar bilirler, saçınıza isterseniz press ütü basın, yetmediyse ısıtılmış lahmacun küreğiyle dövün saçınız düzleşmez. neden düzleşmez? çünkü brezilya'nın ekvatora yakın olmasından mütevellit havadaki nem oranı almış başını gitmiştir. havadaki bu aşırı nem yüzünden yedi/yirmi dört the jackson five üyesi gibi dolaşmak istemeyen kadınlar için brezilyan kuaförler bu yöntemi bulmuşlardır. bildiğin föndür yani, sadece 6 ay kadar filan durur kafada. memlekete de düşmüştür bu şeytan icadı. çemkirip duracağımız, bir de üstüne götümüzden bilgi uyduracağımız yerde gidip yaptırsak, ondan sonra yorum yapsak halbüse ne kadar güzel olacak.
  • günlerdir yaptırsam mı yaptırmasam mı diye hakkında internette bilgi arayıp durduğum saç uygulaması. sürekli bakımlı dolaşma fikri, insana vakitten acaip kazandırması, saçlara parlaklık katıyor olması çooook büyük artıları. fakat bir eksisi var ki, tüm artılarına rağmen beni yaptırma fikrimden (şimdilik) alıkoydu: işlem yapılırken kullanılan solüsyonun içinde formaldehit* var. her ne kadar formaldehit pek çok şeyde bulunsa da 24 saat benimle birlikte olan, yüzüme, gözüme değen saçımda aylarca kalması fikri hoşuma gitmedi açıkçası. sanırım biraz daha yaygınlaşmasını ve farklı/ daha az zararlı kimyasallar içeren alternatiflerinin bulunmasını beklemek en mantıklısı.

    edit: bu arada araştırdıkça gördüm ki kullanılacak solüsyonun "formaldehyde-free" olması da ne yazık ki pek bişi ifade etmiyor. çünkü çakal firmalar bileşen listesinde "formaldehyde"ın adı geçmesin diye ısı ile formaldehyde'a dönüşen -ki ısı bu terapinin vazgeçilmezi- kimyasallar kullanıp işi punduna getirmekteler. örneğin: methyl siloxane. dehşete düştüm yaw gözlerini dolar işaretleri bürümüş bu şirketlerin. bir de benim anladığım kadarıyla, kuaförlerin pek çoğunun yeni bir uygulamayı keşfetmiş olmanın verdiği heyecanla yanlış bilgilendirdiğinin aksine, saça düzlük veren bileşen keratin değil bu uygulamada. keratin aslında bir nevi aldehyde'lerin saç üzerindeki yıkıcı etkisini nötralize etme amaçlı o listede gibi. e o zaman ne anladım ben bu işten!?! özetle diyeceğim şudur ki 10 sene sonra, zamanında sigara şirketlerine açılan davalar, brezilya fönü solüsyonları üreten firmalara açılırsa şaşırmayacağım.
  • 3 gün boyunca çük kafalı japon askeri gibi gezmek zorunda bırakan bir işlem. 3.gün bitsin, saçlarımı güzelce o keratinden arıtıp güzelcee bir yıkayayım, eğer sonuçtan memnun kalırsam buraya tekrar yorumumu yazarım. ama şimdiye kadar benim için şöyle oldu; ilk gün fön çekilirken keratin gözüme ağzıma burnuma kaçtı hep, hüngür hüngür ağlayarak fön çektirdim. siz de düşünüyorsanız, maske takmayı ve benim yaptığım gibi mal mal gözlerinizi belertip saçlarınıza bakacağınıza, özellikle gözlerinize yakın olan kısma gelindiğinde (kahküller mesela), gözlerinizi kapatmayı unutmayın. ikinci gün "öff her gün kuaföre mi gideceğim!" diye düşündüm ama gitmek zorundaydım. öyle düşündüm çünkü hep ters bir insan olduğum için, üç gün boyunca saçlarımı yıkayamayacağımı bile bile o gece dışarı çıktım üstüne ve çok yorgundum. saçlarım preslenirken içim acıdı çünkü milka'nın mutlu mor ineklerinin altına yatmışım da tek tek yalamışlar gibi bir hale geldi birden saçlarım. bugün 3. günüm, akşam gidip son kez presletip yıkatacağım. dakikaları sayıyorum. şuan arada saçlarımdan acı bir keratin kokusu geliyor. ne yapsam saçları havalandıramıyorum. buarada, normalde kulağınızın arkasına bile almamanız gerekiyor ama ben hafifçe topladım bir tokayla çünkü o kadar pıstı kaldı ki yani ege'nin halis zeytinyağlarının altında yıkanmışım, sonra kurumuş kalmış gibi duruyor. yağlı görünmüyor ama pıstı işte. gerçi desene, amaç da o zati desene.

    edit: baya geç oldu yorumum biliyorum. ama haberler iyi. hala duştan çıkıp saçımı kuruttuktan sonra şaşkın gözlerle aynaya bakıp kitlenip kalıyorum. çogacayip bir şeymiş bu dostlar. köpürtüyorsun köpürtüyorsun, saçlarım uzun olduğu için baya karışıyor, serumla açıyorum hafif hafif tarayarak falan. bunlara rağmen, bir kurutuyorum, bildiğin düzleştiriciyle düzleştirilmiş gibi. ayrıca keratin denen mucize, saçları parıl parıl parlatıyor, jennifer aniston'ın sırrını çözmüş gibim hissediyorum kendimi. yalnız çok önemli bir noktaya değineceğim, saçı az olan ya da çok ince telli olanlara ke-sin-lik-le önermiyorum. çünkü gerçekten pısıp kalıyor onu söyleyeyim. mesela benim bir arkadaşım daha yaptırdı brezilya fönünü, onun saçı benimkinden çok ve daha kalın telli. yarabbim onunki o kadar şahane duruyor ki! ama benimki onunki gibi durmuyor açık konuşacağım. yani onunki kuaförden çıkmış fönlü gibi duruyor her daim, benimki düzleştiriciyle yapılmış fön gibi duruyor. hani ikisi de düzdür ama arada hacim farkı vardır ya. ondan bahsediyorum. yoksa elektriklenmenin olmaması, saç uçlarının çatal çatal görünmemesi, canlı renk felan hepsi bu mucizevi buluş sayesinde.
  • mısır'da yaşayan ve saçlarının şekilsizliğinden, sağlıksız görüntüsünden yılmış bir arkadaşımızın bu işlemi orada yaptırıp "göz kamaştırıcı" bir hal alması üzerine, dün itibariyle benim de saçıma uygulattığım bir düzleştirme işlemidir.

    öncelikle; bu uygulama sadece türkiye'de yenidir, özellikle amerika ve bir miktar afrika'da uzundur bilinir ve uygulanır. bu bölgeler malum kıvırcık ve normalde düz bile olsa ekvator kuşağındaki aşırı nem nedeniyle her daim bonus gezen insanların yoğun olduğu yerlerdir. türklerin sarı saça özenmesi gibi, bu insanlar da düz saça özenmektedir. konu ile ilgili pekiştirici bir örnek olarak; yıllar önce gittiğim tanzanya'da bir kız okulu öğrenci selinin ortasına düşmüştüm. benim saçlarda kleopatra modeli ve rapunzal misalidir. kızlar beni görünce çığlık çığlığa yanıma koşmuş, abartmıyorum neredeyse hepsi saçlarımı okşamıştı. böyle bir zaafları var insanların (benim de saçım düz sayılır, ama daha düz olmasına zaafım var, ne yaparsın), hoşlarına gidiyor, dolayısıyla dileyen herkesin saçı dümdüz olsun diye geliştirilmiş bir sistem.

    bunun bizde bilinen versiyonu defrizedir, ancak sonuç ve etki bakımından bu yöntemden çok daha kısa ömürlü ve ilkel kalmaktadır.

    işlem 3 günde uygulanan 3 safhadan oluşuyor ve süreç tamamlanana kadar saçınızı yıkamak, toplamak, toka takmak vs. yok:

    ilk gün en uzun ve cefalı kısmı (saçınız uzunsa 2-3 saat feda edeceksiniz). özel şampuanla yıkanan saç önce kurutuluyor, sonra dipten uca sanki boyanıyormuş gibi keratin sürülüyor. yalnız saç boyasından daha keskin bir kokusu var, uygulama uzun sürdüğü için koku rahatsız edici olabiliyor. bu nedenle hem uygulayıcı hem de siz maske takıyorsunuz. bu işlem bitince biraz bekletiliyor, sonra kızgın (200 derecenin üsütünde olacak) saç ütüsü ile saçlar ince ince tutamlar halinde alınarak, düzleştiriliyor. bu aşama , saçınız benimki gibi uzunsa, hakikaten zahmetli. benim kuaföre girişim ve çıkışım arasında 3,5 saat vardı, düşünün. ama böylesi bir sonuç için kesinlikle değer.

    2. gün saç ütüleme işlemi tekrarlanıyor.

    3. gün ise saça özel bir bakım uygulanıp, yıkanıyor.

    hadi gözünüz aydın, bundan sonra en az 6 ay, hele benim gibi geneli düz olan bir saçınız varsa, 1 yıla yakın duştan sonra bile kleopatra misali kalıptan çıkmış saçlarınız olacak. hem parlayacak, hem elektriklenmeyecek, uçları çalı misali kabarmayacak. benim gibi kuaföre gitmeyi pek sevmeyen, ama düz saça bayılan, spor yaptığı için çekilen fönün hayrını da göremeyen biriyseniz, sonucu sizi mutluluktan ağlatacak kadar güzeldir.

    şu an sadece kuaför sektöründe değil, ilaç, gıda, tekstil ... akılınıza gelen her sektörde kimyasal kullanımı had safhadadır. neyin neye sebep olduğunu artık bilemeyecek kadar almış başını gitmiştir bu durum. o yüzden belli bir yöntemi alıp bu sağlıksızdır demenin anlamı da kalmamıştır. saçınıza organik olduğu iddiası ile sürülen boyaların içeriğinde dahi tonla kimyasal mevcuttur.
  • evde kolaylikla yapabileceginiz ustelik kuafordekinden daha saglikli ve guvenli olacak uygulama. keratinin saca bir zarari olmamakla birlikte yarari vardir. zararli olan ve duzlestirme etkisi veren formaldehit'tir. formaldehit'siz olan direkt "keratin bakımı"dır ve düzleştirici etkisi yoktur, yalnız bakımdır. formaldehit tum brezilya fonlerinde bulunur ve kanserojendir ama fda orani %2nin altinda olanlari sağlıki açıdan onaylamistir. öyleyse ne arıyoruz: fda onaylı yani %2 ve altı formaldehit içeren keratin***.

    keratinlerin formaldehit orani arttikca fiyati ucuzluyor. bu yuzden kuaforlere guvenilmiyor cunku sisenin icinde litresi 3.000 tl olan sivi mi var yoksa hepsiburadada satilan litresi 12 tl olan mi var anlayamiyorsunuz. zaten bu tarz keratinleri uygulayan kuaför, soluduğu o şeyle sizinkinden çok kendi canını riske atmaktadır.

    ben 2 kere evde kendim yaptim, saçım kabarık ve dalgalı. pahali keratinlerin testerlarini satan bir yer bulmustum, oradan alıyordum, hatta o donem isyerimdeki herkese aldirip birlikte yaptik ve aylarca pırasa gibi gezdik. 60 ml 100 tl gibi bir fiyatti ve sonuc cok guzeldi. litrelik alınca daha uygun tabii ama biraz mantiksiz cunku 60 ml orta uzunluktaki bir saca yetip artiyor.

    mesajlar üzerine edit: evde sağlıklı, pratik ve fiyat performans oranı yüksek brezilya fönü anlatıyorum

    -öncelikle saç uzunluğunuza göre kaliteli bir ürün seçiyoruz.
    omuz hizası saçlar için: https://www.elicacosmetics.com/…shot-kit,pr-14.html (ben hep qod max markasını kullandım, geçen yıl alırken yarı fiyatınaydı ama ekonomi malum)
    çok uzun ve gür saçlar için ikili alınabilir ya da ikili daha uygun olduğu için bir arkadaşınızla birlikte alabilirsiniz: https://www.elicacosmetics.com/…kili-set,pr-92.html
    çok uzun ve gür saçlar için alternatif: https://www.hepsiburada.com/…-bakim-pm-hb000005ztu3

    1- saçımızı tuzsuz bir şampuanla yıkıyoruz. qod max alırsanız tuzsuz arındırıcı şampuanı yanında veriyor, eğer şampuansız set alırsanız benim tercihim ogxseriileri zaten fönden sonra da normal duş alırken artık tuzsuz şampuan kullanmanız gerekiyor `:https://www.watsons.com.tr/…x-r5nlempuaaup3ealw_wcb`
    2- sonra saçı fırçayla fönleyerek kurutuyoruz
    3- fönlediğimiz düz ve kuru saça keratini fırça yardımıyla sürüyoruz
    4- saçımızın keratini emmesi için için yaklaşık 1 saat kadar bekletiyoruz.
    5- sonra saçımızı ılık suyla hafifçe duruluyoruz(ama kesinlikle şampuanlamıyoruz, amaç saçtaki keratinin sadece fazlasını atmak)
    6- durulanmış saçımızda hafif keratin kalıyor sonra tekrar fırça ile kurutuyoruz.
    7- bu aşamada en önemli şey ısı çünkü formaldehit yani düzleştirici etki ısı ile açığa çıkıyor. fönle düzleştirip kuruttuğumuz saçımızı en az 180 derece ısıdaki düzleştiriciyle 2-3 kez düzleştiriyoruz. kaliteli bir keratin kullanınca, düzleştirirken duman ve koku olmuyor. ağız maskesi veya açık alana gerek yok, normal banyoda bir saatte düzleştirip çıkabilirsiniz.
    8- 1 veya 2 gün saçımızı yıkamıyoruz. bu sürede iz yapmaması için sıkı toplamamanız, toka takmamanız vs söylenmiş ama ben yaptım ve düzlüğü etkilemedi.
    9- 1 veya 2 günün sonunda saçımızı tuzsuz şampuanla yıkıyoruz, ipek gibi yumuşacık dümdüz ve sağlıklı saçlarımız oluyor. ıslakken makine ve fırça ile kurutunca fönlü gibi oluyor, düzleştirici ile üstünden geçince jilet gibi oluyor(bunu sevmiyorum). normal kurumaya bırakırsanız elektriksiz ve canlı doğal kıvrımlar oluşuyor.

    trick 1: bundan sonra fönün etkisi geçene kadar hep tuzsuz şampuan ve krem kullanmanız, deniz ve havuzdan kaçınmanız gerekiyor çünkü brezilya fönünün etkisini bozan şey tuz maalesef.
    trick 2: saç diplerinizin dümdüz olup yapışmasını istemiyorsanız diplere değil yalnız kabaran ve cansız bölgelere uygulayabilirsiniz. cansız ve yıpranmış saç keratini daha iyi tuttuğu için daha etkili oluyor. aynı şekilde çok sağlıklı kırıksız bir saçınız varsa fönün etkisi azalacaktır.
    trick 3: dümdüz saç sevmiyorsanız keratini arındırdıktan sonra saçınızı düzleştirici maşa ile de yapabilirsiniz(perma etkisi). önemli olan düzleştirmek değil, formaldehiti 180 derece üzeri ısı ile buluşturmak çünkü o saç o ısıyı hangi şekildeyken alıyorsa o şekilde kalıyor.

    suslusozluk ekibi iftiharla sundu.
  • ben bunu yaptırdım. saçıma zarar falan vermedi ama bu bi kıstas diil çünkü saçım at kılı gibidir. ve hakaten düzleştirdi.

    yalnız yapım aşamasında, yüzüm şişti resmen. bi ara nefes alamadım. öyle doğalmış bilmem neymiş falan yok öle bişi. bi daha yaptırır mıyım, bilemiyorum. şu an acayip memnunum. önümüzdeki günler ne getirir bilmem lakin ters bi durum olursa yine burayı bi kadınlar kulübü sayfası gibi kullanırım. maksat amme hizmeti.
  • etrafımda ilk yaptıranın omuzlarına kadar uzun saçları olan erkek kuzenim olmasıyla bir anda soğumuş olduğum fön çeşididir. yaptıracağım varsa da yaptırmam şu saatten sonra. hayır kendisi öyle efemine bir karakter de değildir. sadece uzun kıvırcık saçlarını daha rahat kullanmak amacıyla brezilya fönünü tercih eden son derece sert de bir abimizdir ama ne yalan söyleyeyim o parlak saçlarla kendisi bir imaj sıkıntısı yaşıyor artık...
  • asiri kivircik saclilarin yaptirdigi zaman saclar dipten uzadikca gidip surekli tekrar mi ettirdiklerini merak ettigim uygulama. boyle dip boyan gelmis gibi dip kivirciklarin gelmis muhabbeti oluyor mu acaba?
  • hala daha formaldehitsiz keratin olduğunu iddia eden yalancıların hem kendilerini hem kullanıcılarını zehirledikleri işlem. bu avam kuaför tayfası iki kuruş için sağlıklarından oluyorlar haberleri yok, o aldıkları paralar onları kurtarmayacak. bu bahsettiğiniz işlemi sadece formaldehit yapar alternatifi yok, formaldehtsiz dedikleri naneler, forlmülde formaldehit yazmayan ama ısıyla formaldehit açığa çıkaran maddeler, yani onlarda formaldehit.

    "kuaförler veya keratinle ilgili ürün satanlar genelde saçlarınızı kurtarmanız için size keratin bakımı, brezilya fönü, saç botoxu, keratin yükleme gibi adlarla bakımlar yapmaya veya ürün satmaya çalışırlar. ancak bu işlem ve anlatılanlar ne kadar gerçek konusunu bilimsel olarak incelediğinizde tam bir yalan olduğunu göreceksiniz. keratin bakımı veya brezilya fönü dedikleri şeylerin çoğu aslında bir çeşit formaldehit bakımıdır. yani keratin saçınızı düzleştirmez.

    önemli not: formaldehitsiz bakımların saçınızı kaplaması mümkün değildir, formaldehit içermediği iddia edilen ürünlerde methylene glycol, formalin, methanal ve methanediol gibi ısı gördüğünde formaldehite dönüşen maddeler vardır. bu maddeler ısı ile kanserojen formaldehit yayarlar. zaten saçınıza brezilya fönü, keratin yüklemesi, saç botoxu gibi işlemler yaptırdığınızda eğer sıcak bir suyla yıkadığınızda veya düzleştirici sürdüğünüzde yayılan kötü kokunun nedeni bu formaldehittir.

    keratin bakımı zararları

    evvela şunu bilmelisiniz keratin zararlı bir şey değildir. zararlı olan bu bakımlarda kullanılan formaldehit ve türevi malzemelerdir. zaten bu formaldehiti gizlemek için bu bakımların adına keratin bakımı, adı verip doğal bir ürünmüş görünümü veriyorlar. oysa bahsettikleri şeylerle keratinin uzaktan yakından alakası yok. ve maalesef bu yazıyı yazarken türkçe sayfalarda tek bir doğru bilgi göremedim, birbirinden kopyalanmış yalan yanlış bilgilerle insanlar kandırılıyor. bu yazı bir imdat çağrısıdır. lütfen yazıyı paylaşarak insanların daha fazla bilgilenmesini sağlayınız. insanlar saçları biraz daha güzel görünecek diye azar azar zehirleniyor. saçınıza işlenen keratin azar azar siz duşta sıcak suyla yıkandığınızda veya fön makinası kullandığınızda, güneşe maruz kaldığınızda yani formaldehit ısı gördüğünde gaza dönüşerek sizi zehirliyor.

    aldehitlerin en basit türevi olan formaldehit (ch2o) kimyasal formülünde zehirli bir kimyasal maddedir. formaldehit katı veya gaz formunda bulunan, renksiz ve kötü kokulu bir maddedir. formaldehit soluyan insanlarda sersemleme hali, yorgunluk, baş ağrısı ve dönmesi, deri döküntüleri görülür. uzun süre formaldehit solunursa solunum güçlüğü, ekzema ve alerjik durumlar çok sık gözlemlenir. formaldehit insanlarda kanser yapıcı maddelerden birisidir ve akciğer kanseri, beyin kanseri ve lösemi yani kan kanserine neden olduğu da düşünülmektedir.

    peki size keratinin yaptığı söylenen ama aslında formaldehit tarafından yapılan bakım saça ne yapıyor. şimdi ilk olarak şunu belirtelim saçınızda kalıcı fön yapan, yani saçınızı düzleştirdiği iddia edilen ürünler formaldehitsiz olmaz, olamaz. bu işlemlerde formaldehit saçın dış kütikül tabakasını kaplayarak saçı düz ve parlak gösterir. "

    yazı uzun devamına bu siteden bakınız:https://boyalisaclar.blogspot.com.tr/…n-bakimi.html

    bir diğer kaynakta yzaılanlara bakalım bir de, ha bu arada bu sitelerde uluslararası kaynaklar falan verilerek yazılmış yazılar.

    "brezilya fönü
    keratin kelimesi ilk olarak brezilya fönü denen uygulamayla kadınların hayatına girdi. fönü çektirip düzleşmiş ve yumuşacık saçlara sahip olan binlerce kadın bu fönün bozulmaması için sülfatsız şampuanlarla tanıştı. bu keratin öylesine mucizevi etkiler gösteriyordu ki kadınlar sorgusuz sualsiz kabullendi, ta ki birileri çıkıp kral çıplak diyene kadar. formaldehit var brezilya fönünde bu zararlı denildi.

    brezilya fönü formaldehit

    işin garip tarafı kullanıcıları bunun zararları noktasında kullanmaktan vazgeçirmek isteyen kuaförlerdi. oysa abd’de tartışma bunun uygulandığı salonlarda çalışanların sağlığı konusunda çalışmalar yapılıyordu. yani bunu her gün düzenli uygulayan bir kuaförün sağlığının bozulması amerikada tartışılırken bizdeki kuaförler bu ürünü kullanması için canhıraş biçimde kadınları iknaya çalışıyordu. (kaynak: https://www.osha.gov/sltc/hairsalons/)

    formaldehitsiz brezilya fönü

    sonra bir başka sihir oldu ve formaldehitsiz brezilya fönleri üretildi. evet içindekiler kısmında formaldehit yazmıyordu. herkes rahatlayabilirdi. sonuçta “methylene glycol” diye bir madde vardı. bir çok insanı böyle kandırdılar ama kral çıplaksa çıplaktır ve bu bir kandırmacadır. methylene glycol denen madde de formaldehitin bir türevidir.

    kaynak ve yazının devamı: https://keratinsacbakimi.wordpress.com/…zilya-fonu/
hesabın var mı? giriş yap