• ben bunu yaptım. yaptım derken, açtım 19 cildi (20. cilt dizin oluyor. bkz: temel brittanica), 1 den başlayıp sırayla hepsini okudum. 11 yaş için mükemmel bir bilgi birikimi oluyor tabi. hala her konuda bir takım bokları bilmemi temel brittanica'ya ve 5. sınıfın yaz tatilinde canımın sıkılmasına borçluyumdur. okuyun, okutturun.
  • çocukken en sevdiğim aktivite. özellikle değişik ülkelerin resimleri filan olurdu ansiklopedide, onlara bakardım, acayip hayvanlar olurdu, isim şehir oynarken kullanırdım ama kimse inanmazdı. çok keyifliydi ansiklopedi benim için sürekli elimin altında olurdu. şimdi de internet gogul filan olmasa kesin devam ederdim bu alışkanlığa. onun yerine wikipedia'ya bakıyorum. çok da değişmedim aslında.
  • doğum günümde hediye olarak aldırdığım ana brittanicalar ile benim de yaptığım eylemdir. canım sıkılınca olimpiyat rekorlarının gelişimine bakardım. onun dışında ülke bayakları tanımaca, önüne gelen makaleyi okumaca yapardım. sonra wikipedia geldi.
  • jamaica'nın para biriminden tut galapagos adasının konumuna, yüzyıl savaşlarından afrika'daki portekiz sömürgelerine kadar milyon tane garip, kimine göre gereksiz bilginin kafanın içinde uçuşmasına sebep olan, şimdilerde 30 yaş üstü olan neslin çocukluklarında gerçekleştirdiği eylemdir. bunun yandan yemişi de tarih veya coğrafya atlası ile oyun oynamaktır. her iki eylemi de gerçekleştirmiş birisi olarak söyleyebilirim ki bu kadar bilginin faydaları malum bilgi yarışmasında pek çok kişinin telefon jokeri olmaktan öte gitmiyor.
  • gazetelerin kuponla hediye ettikleri yeni ciltleri dört gözle beklememi sağlayan aktivite. evdeki setlerin eskidiği artık çok belliydi ve ilgimi o kadar çekmiyorlardı ama dedemin her ay yenisini getirdiği o renkli kuşe kağıda olan ansiklopediler benim için bilginin denizlerine tüple dalmak gibiydi. eskileri gibi sadece yazı barındırmazlardı. enteresan görseller, haritalar, resimler fln olurdu. fakat onlarda pek seçme şansın olmuyor artık hangi harf sırasına denk geldiysen o harfin kapsadığı gerekli-gereksiz yüzlerce bilgiyi okumak zorunda kalıyordun. belki o zamanlar kazandığım bu alışkanlık nedeniyle şimdi elimin altında internet gibi bir teknolojinin bana bir telefon kadar yakın olması hem çok lüks hemde çok değerli geliyor. neyi merak edersen o an öğrenebilme ihtimalinin bulunması oldukça keyifli.
  • e bizim zamanımızda internet neyim yoktu yeğen, ödevlerimizi onlardan yapardık, o ansiklopediler olmasaydı halimiz nice olurdu bir düşün. ödev yapma dışında da evde kitap namına türkiye gazetesi'nin verdiği sevgili peygamberim resimli kitaplarından başka bir şey olmayınca da bunlara giderirdik büyük bir iştahla kabarmış merakımızı. dünyaya aşılan kapılarımızdı bunlar bir nevi, tv ile beraber diyelim.

    ha sana bi ötesini daha söyleyeyim mi? ansiklopedileri sayfa sayfa açıp içindeki resimleri kapışırdık. yeni sayfa açınca beğendiğimiz fotoğrafın üstüne parmağımızı koyup "bu benim!", "bu da benim!" diye paylaşırdık fotoğrafları. büyükler daha karlı çıkardı tabii bu oyunda, küçüklere zayıflıklarından ve de reflekslerinin yetersizliğinden beğendikleri değil de razı oldukları kalırdı. böyle böyle ne atlarımız, evlerimiz, hayatta sahip olamayacağımız şeylerimiz oldu bilir misin yeğen?
  • iphone lar yokken oluşan zaman dilimi
  • bu kuponlarla verilenlerden değil de, bir değişik ansiklopedim vardı benim. kocaman, kalın. a'dan z'ye bir şey ansiklopedisi idi. çok severdim kendilerini ama az buçuk travma nedenidir bende.

    elime geçişinin ilk zamanları, o soğuk ansiklopedilerden olmadığı için sevmişim güzelim kitabı, benimsemişim. bir kere sayfaları göz delen beyazdan değil, sarı. azıcık eski gibi. (içimdeki nineye nalet gelsin, eskinin püskünün peşinde koşma sevdam o zamanlar da varmış, te allam)

    günlerden bir gün, ya v harfindeydim ya p, bilmiyorum, bir resim dikkatimi çekti. sağa sola koşan insanlar, arkada yanardağ var patlamış. dedim ne ola ki bu? okumaz olaydım. vay efendim vezüv diye bir yanardağ varmış, milattan önce bir zamanlar patlamış, pompei diye bir kenti yok etmiş. kentin üstüne lavlar akmış falan. o gece uykum kaçtı yeminnen. lan 8-10 yaşında bir insan evladıyım. insanlar üzerine yanan bir şeyler akıyor, insanlar taşlaşıyor falan, yazılır mı bu ilkokul ansiklopedisine?

    evin penceresinden görünen dağlardan korktum kaç zaman ki kendi hallerinde ezik dağlar olduklarını bildiğim halde. hayal gücüm o zamanlardan beridir düşmandır bana. allahın cezası. yine sinirlendim ya.

    tanım: uzun bir süre aklıma yanardağ ve yok olan şehirlerle ilgili kötü şeylerin gelmesine neden olan eylemdir.
  • tabi bunun için öncelikle evinde ansiklopedi olmalıydı. ben şanslıydım çünkü bizde vardı. zamanında babam almış. şu türkiye gazetesi'nin verdiği "rehber ansiklopedisi" seti. okulda verilen araştırma ödevlerinde en büyük yardımcılarımdı bu ansiklopediler. üstelik arkadaşlarımda bize gelip isterlerdi. havamız da vardı yani. o zaman o kitaplara gömülür sayfaları tek tek çevirir özellikle resimlerin altında küçük notları mutlaka okurdum. onlardan edindiğim bilgiler internete nazaran çok daha güvenilir ve kalıcıydı. bugünkü genel kültürümü daha önemlisi araştırma merakımı bu ansiklopedilere borçluyum.

    bir kaç sene önce ısrarlarıma rağmen annem depoya kaldırdı. artık kimse bakmıyormuş, çok yer kaplıyormuş.
    vefasızım işte. engel olamadım.

    tanım:şimdiki çocukların en büyük eksiği.
  • ansiklopedi almanın gereklilik olduğu, ansiklopedilerin salondaki kitaplıkları süslediği, tüm gazetelerin kuponla ansiklopedi verdiği zamanlarda büyümüş olan herkesin yaptığı eylemdir. ödev yapmak için google'da gezilmezdi. o zamanlar ne kadar özel bir koku olduğunu bilmeden ansiklopedi sayfalarının o nemli kokusunda gezinerek arama yapardık. öğrenmek için çaba sarfedilirdi, o yüzden okumak ve bilgili olmak kıymetliydi.
hesabın var mı? giriş yap