167 entry daha
  • dopamin seviyesi normalden yüksek insanların (tek başına bir sebep değil) inanmak için meyilli olduğu; normalde olmayan veya rastlantısal olarak gerçekleşen şeyleri, anlamlı bir nesneye veya örüntüye benzetip inandığı inançlar. uğurlu şeyler, totemler, dini, siyasi ve ekonomik bazı inançlar ve gelenekler örnek verilebilir.

    ben temelde bunun salt insanlar değil canlılarda evrimsel olarak çok daha geri dönemlerde bile beynin çalışma biçimine gömülü olduğunu düşünüyorum. b f skinner'in güvercin deneyleri buna güzel bir örnektir. inanan beyin kitabının yazarı michael shermer de benzerini düşünüyor olacak ki şöyle bahsediyor kitabında:

    “bu amaçla, bir güvercinin yerleştirildiği kutunun içinde, bir tuşu gagalamanın küçük bir yem hunisinden yem verilmesini sağlayacağı bir deney tasarladı. daha öngörülebilir pekiştirme düzenleri yerine, rastlantısal aralıklarla yem verildiğinde, güvercinlerin tuşu gagalamadan önce bir yandan diğer yana sekerek gitme ya da saat yönünün aksine hızla dönme gibi garip bir davranış çeşitliliği sergilediklerini saptadı. bu bir tür kuş yağmur dansıydı.
    güvercinleri böyle davranmaya yönelten şey, değişken aralıklı pekiştirme düzeniydi, yani tuş gagalama karşılığında yem ödülünü almadaki zaman aralığının değişmesiydi. tuşun gagalanması ve huniden yem çıkması arasında geçen zaman aralığında güvencinlerin öylesine yaptığı şey neyse, bu davranış beyinlerine bir kalıp olarak kazınmaktaydı.”

    birçok bilim insanı daha sonra skinner'ın güvercinlerle ilgili yaptığı pekiştirme deneyini insanlara uygulamışlar ve aynı sonuca ulaşmışlar. görünen o ki doğada tesadüfen ve değişen zaman aralıklarında oluşan olayların oluşmasından hemen önce insanların veya hayvanların yaptığı davranış, beyinlerine kalıp olarak yerleşiyor ve onları boş inanca sürüklüyor.

    bugün hepimiz bir benzerini yapıyoruz totemlerle. rastgele gerçekleşen olayı, o an yapıyor olduğumuz şeye bağlayıp onu ritüel, totem haline getiriyoruz. bunu dualarına cevap beklerken gördüğü rüya veya doğa olayı ile bağdaştıran ve cevap aldığını düşünen bir kişi ile de örneklendirebiliriz. ister günümüzde olsun ister mitlerde.
    temelde hepsi aynı 3 şeye dayanıyor:
    1. beyin, hayatta kalmak istiyor.
    2. dış dünyayı anlamak için eldeki kısıtlı verilerle anlamlı bir örüntü bulmaya çalışıyor.
    2. bir kez buldu mu (bulduğuna işaret getirdi mi) bunu tekrarlıyor.

    peki dopamin ile ilgili başta belirttiğim bağlantıyı nasıl kurdum derseniz yine aynı kitapta, çeşitli araştırma deneylerinin ulaştığı sonuç olarak belirtiliyor.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap