78 entry daha
  • not: bu yazı bilgi değil anı ve felsefe içerir.

    insan bazen motivasyonunu en alakasız yerden bulur ve ara sıra bunun böyle olması gerekir. kendi dünyasına fazla yoğunlaşmış ve bu nedenle fazla uyuşmuş kişiye farklı yerden müdahale gerekebilir. işte guderian ve onun askeri başarısı bende böyle bir etki yarattı. düşünceleri ve hayata bakış açısıyla hayatı ele alış biçimimi olduğu gibi değiştirdi. yıllar önce yaşamış bir generalin hala insanların hayatına etki etmesi çok garip. bu başlık altında guderian ile ilgili çok fazla bilgi verdim zaten. ancak bu yazı bilgi vermekten ziyade onun ardından yaktığım bir ağıt olacak.

    bu generalin hayatımı nasıl değiştirdiğini anlatmak için biraz ondan bahsetmem gerekecek. kısaca guderian “father of blitzkrieg” olarak bilinir. yıldırım harbi doktrininin babasıdır. bu savaş taktiğinin temelinde hız vardır. düşmanın hiç beklemediği yerden taarruza kalkarsın ve sana düşen sadece ilerlemektir. yalnızca hızlı bir şekilde ilerlemen gerekir. yarattığın bu şokla düşmanı paniğe sürüklersin. paniğe sürüklemesen bile o kadar hızlısındır ki sana karşı strateji üretme zamanını karşı tarafın elinden alırsın. neticede sayı ve güç olarak düşman ülkeden aşağı olsan bile bu anlayışla onu dize getirebilirsin. fransa’nın işgali bunun birebir örneğidir ve o da zaten guderian’ın imza eseridir.

    şimdi biraz da kendimden bahsetmem gerekecek. sadece eylemi düşünüp, bir an önce onu gerçekleştirmek isteyen bir insan oldum hep. strateji kısmına kafa yoracak zekaya sahiptim ama buna vakit ayırmayı hiçbir zaman istemedim. arzu ettiğim her ne varsa ona en kolay ve hızlı yoldan ulaşmayı tercih ettim. ama ne yazık ki etrafımda benim gibi düşünen insan yoktu. çevremde her şeyi enine boyuna düşünen, strateji oluşturan, olası sonuçları en ince ayrıntısına kadar hesaplamak zorunda olan insanlar vardı -bir memur çocuğunun klasik yaşamı-. bu nedenle ben sahip olduğum “hemen sonuca gitme” dürtüsünü bir kusur olarak gördüm. düşüncemin normal olmadığını tuhaf bir şekilde erken yaşta kabul ettim. her şey enine boyuna düşünülmeli ve buna göre hareket edilmeliydi. böyle anlatıyorum aklınıza asla disiplinli düz bir adam gelmesin. evet ben bunun yanlış olduğunu düşünüyordum ama sorsanız eyleme geçtiğim çok az şeyde plan yapmışımdır. önemli olan bunun yanlış olduğuna dair duyduğum inançtı. gençlikte ve önemsiz konularda bunu yapabilirsin diyordum kendime. ama işler ciddiye bindiğinde, daha önemli seviyelere geçildiğinde bunu yapmamalısın.

    tarih araştırmalarında almanların meşhur savaş taktiği blitzkrieg ile tanıştım. özellikle fransa’nın işgali beni çok etkilemişti. bir süre -bir süre dediğim yaklaşık bir yıl- sadece bu savaş taktiği üzerinde durdum. bunu bilinçli olarak yapmadım. beni çeken bir şeyler vardı, onunla ilgili şeyleri okumaktan muazzam bir haz alıyordum. önceleri bunu bir nedene bağlamazdım. sadece merakımı cezbeden bir konu derdim. şimdi anlıyorum ki bu başlık üzerinde durmamın nedeni benim hayata bakışımı tam olarak yansıtması ve üstüne üstük başarılı olmasıydı. bir savaş doktrini olsa bile uygulanışı ve kuralları benim mizacıma birebir uyuyordu: hızlı bir şekilde düşman topraklarına girmek, sadece ilerlemeyi düşünmek, gerektiğinde manevra yapmak, devamlı hareket halinde olmak, geride kalanlara bakmaktan ziyade ne kadar ilerlediğine odaklanmak… bunun bir keyif meselesi olmadığını şuradan anladım: neyin ne olduğunu bilmeme, bu konunun her detayına vakıf olmama ve okuduğum her kitap aslında aynı olayı anlatmasına rağmen bundan muazzam keyif alıyordum. bu -bence- sadece psikolojik bir karşılığı varsa mümkündü. ben okudukça olayı anlamaktansa aslında gizliden gizliye düşünsel anlamda doyuramadığım o kısmı tatmin ediyordum.

    işte guderian ile yollarımız bu zamanlarda kesişti. yıldırım harbini bulan ve bunu uygulayan adamın kafa yapısını ve düşüncelerini öğrendikçe ben de kabuğumdan sıyrılmaya başladım. her şeyden önce bu adam bana kazancın her yoldan gelebileceğini öğretti. ortada bir başarı varsa bunun bir değil bir milyon yolu vardır. ben bunu ondan öğrendim. çünkü dönemine göre yaptığı şey çok farklıydı. kimsenin düşünmediği şeyi öne sürüp “bu savaş böyle de kazanılabilir” demişti. ikinci olarak guderian üzerindeki baskıya rağmen devam etmesini bilmişti. benim sürekli vicdan azabı duyduğum o “hemen sonuca ulaşma” anlayışı onda hep vardı ve bundan gocunmuyordu. hatta eğer başarı sağlanacaksa ancak bununla mümkün olacağını söylüyordu. öne sürdü ve iddia ettiği her şeyde başarılı oldu. bugün fransa zaferinden söz ediyorsak burada aslan payı guderian’a düşüyor.

    hayatta insanı başarıya götüren iki şey var: birisi strateji ikincisi enerji. açık konuşmak gerekirse birincisi bende hiç olmadı. bunu söyleyince derinliği olmayan sokak çocuğu gelmesin aklınıza. ben bu işi sevmedim sadece. hoşuma da gitmedi. herhangi bir konuda plan yaparken hep sıkıldım. ama bunu eskiden kabul edemez, bunun bir çocukluk hastalığı olduğunu düşünürdüm. belli yaşa geldiğimde ben de istemeden bu işe girecektim ve “büyük insanlar gibi” strateji ile hareket edecektim. guderian benim üzerimde her zaman yük olan bu şeyin kadiri mutlak olmadığını gösterdi. hayır kardeşim, başarı enerjiyle de gelir, yeter ki bu düzgün uygulanabilsin. bugün insanların çocukluğa verip küçümsediği şey dün neredeyse bütün dünyaya hâkim oluyordu.

    askeri bir deneyimin hayatla alakalı olamayacağını söyleyenler olacaktır. ben bu zamana kadar edindiğim bilgi ve tecrübelerden anladım ki aslında her şeyin temelinde benzer şeyler var. hatta daha da ileri gidip savaşın hayatla aşırı benzerlikler içerdiğini düşünüyorum. blitzkreg dedikleri şey de felsefesine inildiği zaman aslında hayatla temas ediyor. ben üstten konuşup ahkam kesecek noktada mıyım bilmiyorum. belki tüm bu söylediklerimi on sene sonra yutarım. ama eğer böyleyse bile guderian önümdeki on senenin vicdan azabını aldı benden. bodoslama dalmak cehalet değil taktik olabilir ve bu pekâlâ insana bir şeyler kazandırabilir.

    alttakine cevap editi: baba kelimesini herhangi bir şeyin ilk üreticisi sanan yazarları görmüş olduk. sanırım üçe gidiyor arkadaş.
    google'a father of blitzkrieg yazınca britannica dahil her yerde guderian ismi çıkıyor. bu da müdahale etmiş öyle değil diye. haklısın kanka.
    hak ilmi falan da yazmış entel sansınlar diye.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap