717 entry daha
  • bundan asirlar once, sureligine mersin'de bulundugum bir zaman diliminde, antakya'da bulunan arkadasima gidip, yetmiyormus gibi iki gun kalma sansini yakalamistim.
    mersin'den otobuse binip, meshur sicak memleketlerden otobus klimasi ile ferahlayip, adana'da mola verip, antakya girisindeki fabrikalara selam verip son vermistik yolculuga.
    ben mutaassip bir aile kiziyim. kendime yirta yirta yarattigim bir yasam alanim var ama, bir kobay faresi gibi, gidip, gorebilecegim yerler hep uzun duvarlarla orulu.
    hayatimda ilk defa kendi basima, kimsenin ne yapacagimi soylemeyecegi bir zaman dilimine sahibim.
    ilk gun-gece sahile attik kendimizi. ben belki ilk defa, o gece orada yuzume vuran sicak antakya ruzgarinda anladim ozgurlugun ne oldugunu. belki o an degil ama, sonra sonra ne vakit kanatlarimi cirpmaya yeltenip, kendi icime donup, tutsakliga alistigimi hissettsem, yuzume vuran o sicak ruzgari, o kokuyu hissettim burnumun ucunda ve parmaklarimda, kamburumda.
    esir dusmeden anlasilacak gibi degil. onlarca sorumlulugu sevmeye calistikca, ara ara kirpiklerimin arasinda buluyorum o duyguyu.
    iki gun..
    iki gun boyunca, butun hayatimin ozgurluklerini yasadigim icin, sonrasinda anladim esareti.
    belki komik geliyordur, tum hayatini bu hisle yasayanlara ama, butun hakkimi kullanmamis oldugum hissiyle baglaniyorum hayata.
    daglarin arasindan dogan o sari gunesi, icime dogan o kirmizi urpertiyi, ve basimda esen o kavak yellerini yine bulacagimi biliyorum.
    umut etme ozgurlugum var..
    degil mi ?
1325 entry daha
hesabın var mı? giriş yap