170 entry daha
  • hitchcock hakkında, sinemasına giriş niteliği taşıyan birkaç link:

    39 adımda alfred hitchcock
    hitchcock belgeselleri
    hitchcock cameo'ları (1927-1976)
    hitchcock sineması üstüne bir kitap: aşktan da üstün: hitchcock sinemasında kişisel bir gezinti

    françois truffaut ile yaptığı söyleşilerden birkaç pasaj:

    "bir film yaratmakla bir belgesel film çekmek arasında büyük ayrım vardır. bir belgeselde yaratıcı tanrı'dır, temel malzemeyi o yaratmıştır. bir yapıntı filmde ise yönetmen bir tanrıdır, hayatı o yeniden yaratacaktır. bir film yapmak için sayısız izlenimi, dışavurumu, görüşü birleştirmek zorundayız. monotonluğu önlemek için tam bir özgürlük gereksiniriz. bu açıdan, bana gerçeğe uygunluktan söz eden bir eleştirmen, hayal gücünden yoksun bir kişidir."
    "aklına en iyi düşünceler geceyarısı gelen bir film yazarı vardı. ama sabah uyandığında bunların hiçbirini anımsayamıyordu. bir gün aklına parlak bir fikir geldi. kendi kendine, 'yatağımın yanına kağıtla kalem koyarsam, aklıma fikir geldiğinde hemen yazarım' dedi. yatağına yatıp uyudu. tabii geceyarısı, aklına geliveren müthiş bir fikirle uyandı. güzelce yazdıktan sonra tekrar uyumaya devam etti. ertesi sabah uyandığında her şeyi unutmuştu. ancak tam tıraş olurken: 'tanrım, dün gece aklıma müthiş bir fikir gelmişti ama unuttum, ama dur, yanıma kağıt kalem koymuştum, evet, yazdım da!' diye bağırarak koşa koşa yatak odasına gitti ve kağıdı eline alıp yazdıklarını okudu: 'oğlan, kızla buluşur.'

    bu öyküde biraz gerçek payı da var. gecenin o saatinde gerçekten çok büyük fikir gibi görünen şeyler, şafağın soğuk ışığında yeniden düşündüğümüzde bize çok çirkin gelir."

    "ses düzeni başka bir şey söylerken, görüntüler başka bir şey söyleyebilir. film yönetmenin temellerinden biri de budur. i confess'te kahvaltı masasındaki sahneyi ele alalım. rahiplere kahve servisi yapan otto keller'ın karısı, durmadan montgomery clift'in arkasından gidip geliyor. bu arada clift'in ne yapmayı planladığını anlamaya çalışıyor. rahipler arasındaki diyaloglar da tümüyle önemsiz. sadece görüntüler yoluyla insan, sahnenin esas olarak kadınla clift arasında döndüğünü anlıyor. gerçek yaşamda da hemen hemen böyle değil mi? insanlar, içlerindeki düşüncelerini başkalarına her zaman açıklamazlar. konuşma oldukça önemsiz olabilirken gözler, bir insanın gerçekten ne düşündüğünü ya da hissettiğini iletecektir."

    edit: güncelleme
177 entry daha
hesabın var mı? giriş yap