76 entry daha
  • bu romanı ilk olarak lise son sınıfta okumuştum. ama lisede aklım bir karış havada olduğu için hakkını vererek okuduğumu düşünmüyordum ve aklımın bir köşesinde kitabı yeniden okumak vardı. geçenlerde bir kitapçının önünden geçerken aklıma geldi, girip aldım. kitabın arka kapağında dostoyevski'nin kısa hayat hikayesini okurken fark ettim, o gün* dostoyevski'nin doğum günüymüş. bu küçük tesadüfe gülümseyip o gün yıllar sonra kitabı yeniden okumaya başladım.

    kitabın ortalarında raskolnikov'un, yaşlı tefecinin kafasına baltayla vurarak öldürdüğü bölümü okuduğum günlerde yakın çevremden bir arkadaşım, iş ortağının kafasına çekiçle vurarak öldürdü. cinayeti işledikten 4 gün sonra gözaltına alındı ve o 4 günde gayet normal bir şekilde aramızda dolaştı. bildiğin razumihin oldum. olayın şokunu atlatamadık günlerce. 8-10 gün sonra tekrar kitaba dönecek psikolojiye ulaştığımda ise raskolnikov artık benim için deniz'di*. raskolnikov'un cinayetten sonra teslim olana kadar hissettikleri, düşündükleri, yaptıkları; koşulsuz olarak deniz'in o 4 günlük periyotta hissettikleri, düşündükleri ve yaptıklarıydı.

    bu sebeple suç ve ceza'nın yeri benim için her zaman başka olacaktır. entry'i yazarken bile tüylerim ürperdi.
709 entry daha
hesabın var mı? giriş yap