• ciddi alıcılar eklesin. ölücüler aramasın.
  • çok kızla tanıştım gerçekten ciddi ilişki isteyeceğim bir tane kız oldu o da beni seçmedi. sonuç gerçekten etrafta ciddi ilişki isteyeceğim kız yok hepsi bomboş üzgünüm. cinsiyetçilik yapmak hoşuma gitmiyor ama kaliteli kız bulmak kaliteli erkek bulmaktan çok çok çok daha zor. kadınlar kendilerini geliştirmek için fazla idealist olmak zorunda bu toplumda çünkü hayatları, çevreleri, beklentileri hiç erkekler gibi değil. çevre edinebilmesi, ilişki (yapay, sığ) bulabilmesi çooook daha kolay. o yüzden sanıyor ki ben kendimi geliştirmeden de bu hayatta yaşayabiliyorum. çoğu bu sanrının içerisinde debelenip duruyor sonra da neden ciddi ilişkim olmuyor diye düşünüyor. zaten özsaygısı hiç yok ve bunun hiç farkında değil. sonra da sen benle sadece seks için birliktesin diyip duruyor. başka bana verebileceğin bir şey yok ki?? bana sadece seks verebilecek biriyle neden ciddi ilişki düşünüyorum ki. çocuğumun annesi olmasını istemiyorum veya 7/24 kendisini görmek ve onunla konuşmak istemiyorum elbette. o kadar normal ki bu. neyse üzücü ama yapacak bir şey yok. kaliteli kadın arayanlara bol şans.
  • imternetteki erkekler düşünmüyor reeldeki erkekler bulduğuna yapışıyor efendim.
    kendimden biliyorum, benimle evlenmek için taklalar atan kaç adam oldu saymadım. saymıyorum da bereketi kaçmasın hehehe.
  • zaman geçtikçe fikirler ve bakış açıları ile birlikte genel olarak beklentiler de değişiyor.

    mesela dönüp geçmişe baktığımda bir erkek olarak kurduğum ilişki hayallerinin gerçekten ve insan yapısından ne kadar zıt olduğunu anlıyorum. üstüne üstlük bulunduğumuz coğrafyada cinsiyet bağımsız psikolojimiz bozuk, hepimiz kültürel olarak sert bir geçiş ve zıtlıklar arasında kaldık.

    erkek/kadın güzellemesi yapmadan yurt dışına çıkıp insan tanımaya başladıkça daha farklı uç noktaları daha farklı kültürleri görüyorsunuz ve kimisi sizi rahatsız ediyor kimisi de daha aklımıza yatıyor.

    şu an çocukluk ve ergenlik zamanımda o kendimi maddi ve manevi olarak hırpaladığım zamanlar için kendime kızıyorum, ilişki bence bize öğretildiği gibi bir şey değilmiş. yabancı birisi ile ilişkim olduğundan dolayı da olabilir, belki de başka kültürü çabuk benimsemişimdir. hakkettiğim saygıyı görmek çok daha iyi geldi, sevgi olarak türkler kadar duygusal bir yapı yok ama saygı saygı. bana en çok söylediği ve söyledikleri şey “türkler neden hayır diyemiyor” (istemediğim şeye zorla zaman ayırmak yerine hayır diyip bitirip negatif tepki görmemek çok muazzam bir duygu) ve “neden bencilce hareket ediyor”

    belki de bizim de özelliğimiz böyle, ama en azından benim için yıpratıcıydı. birbirimizi yıpratma ve öç alma yarışına girip soğutuyoruz bir şekilde.

    şu an mesela bir ilişki içerisindeyim ve seviyorum da, ama daha çok birbirimize saygı duyuyoruz. daha durgun daha az fırtınalı geçiyor insanın hayatı, haliyle başka şeylere saracak zamanı da oluyor. çünkü eskisi gibi bir şeyleri elimde tutmak için kendimi paralayacağım bir durum yok, o enerji ve vakiti kendi istediğim aktivitelere ayırıyorum. şu an bitse üzülürüm ama çok rahat devam ederim hayata duraksamadan.

    şahsen zamanla buraya geldim, asla gelmem diyerek eleştirdiğim insanların olduğu yere.
  • istiyorum efendim ancak hedeflerim var ve şu anki ekonomik atmosferde bir ilişkiyi maddi anlamda sürdürmek biraz zor. gel gelelim, hedeflerime ulaştıktan ve düze çıktıktan sonra da çok geç kalmış olmaktan da endişe ediyorum doğrusu.

    gelişen teknoloji ve ilerleyen sosyal medya etkisi, hem erkeklerde hem de kadınlarda beklentileri fazlasıyla artırmış durumda. hepimiz birer ürünüz ve birbirimize kendimizi pazarlamaya çalışıyoruz. endüstrileştirildik. etiketlendik ve serbest piyasanın acımasız kucağına doğru kadın-erkek ayırt edilmeksizin bırakıldık. tezgahlarda sergilenen, camekanların parıltılı ışıkları altında boy gösteren birer metayız. bu da bağ kurmayı zorlaştırıyor haliyle bizler için. yüzeysel temaslarla ve cvler oluşturarak tanımaya çalışıyoruz birbirimize. ruha dokunmak ve birinin hikayesini dinleyip anlamaya çalışmak da zul geliyor. e zaten iş yüzünden fazlasıyla meşgulüz. iş hayatı, zamanımızı fazlasıyla alıp götürüyor. kalan zamanda da kendinle ilgilenmek birçok insana da daha cazip geliyor.

    kısaca hem kadın hem erkek ciddi ilişki düşünen var. ama toplum yozlaştıkça yüzeyselleşti. hazzın pazarlanabilir bir meta olması duygusal ilişkiler yerine erişilebilir cinselliğin etki alanını artırdı. insan ilişkileri de bundan nasibini aldı. insanlar ya alternatifleri değerlendirmeyi yeğleyip suyun yüzeyinde yüzmeye devam ediyor ya da kendi başlarına yalnızlıklarıyla derinleşiyor. ne desem bilemiyorum sevgili sözlük. (bkz: sevgili günlük) umarım herkes gönlündeki nasibine kazasız belasız erişir. şu kısa ömrümüzde gerçek manada sevmenin ve sevilmenin hazzını yaşarız, diğer birçok hazla beraber.

    iyi geceler sevgili sözlük.
  • gün içinde sürekli çok ciddi bir ortamda olmaları hasebiyle , biraz lakayıt komik eğlenceli ilişki aradıklarından olabilir.
  • buradan tatlı kızlarımıza sesleniyorum. bu başlıkta bi yandan kadınlara diss atarken, satır aralarında da bi halt sandığı sikik hayatını ve ilişki anlayışını anlatıp ciddi ilişki dilenen otuzbirci, sinir hastası, ağlak ve çirkin erkeklere 50krş atıp sakince uzaklaşın.
  • burada bahsedilen "erkeklerin ciddi ilişki istememesi düşüncesi" tam doğru değildir. bu düşünce, kadınlar tarafından ortaya atıldığı için aslında "hoşlandığım, değerli erkekler bana bağlanmıyor" şeklinde okunmalıdır. yoksa birçok erkek şu an tek kadına bağlanabilir.

    sadece doğada değil, insanlarda da birçok erkeğin cinselliğe neredeyse hayatı boyunca ulaşamadığını ve sadece belli nitelikleri sağlamış kişilerin ulaşımı olduğunu biliyoruz. bu nedenle incel denilen ve bir bölümü kadın düşmanı olan bir sınıf oluşmuş durumdadır. bunun temel nedeni de kadınların (bir bölümü fark etmeden bunu yapsa da) beklentilerinin çok yüksek olmasıdır.

    çoğu türde erkeğinin cinsel stratejisi vur-kaç üzerine kuruludur. yani en beta erkek cinsi bile bir kadına bağlanmayı tercih etmez. sadece insanlarda durum farklıdır. bunun temel nedeni de psiko-sosyal yapılanmadır. o kadınla paylaşılan kaliteli zaman, ortak düşünceler, tabii ki seksle artan dopamin hormonu belirleyicidir. bunu biraz daha açalım:

    çoğu erkek ilişkinin başında o kadına inanılmaz bir bağ falan geliştirmez. erkekte bir kadına bağlılığın yavaşça artan vazopresin hormonuyla ilgili olduğu bilinmektedir. bunun yolu da o kadınla zaman geçirmektir [ref]. yani hayvanlar gibi düşünsel bir aktivite yapmasak, örneğin; seks harici, birlikte sinema izleyip, düşünsel aktivitelerle konuşmalar yapmasaydık bağlanmayacaktık.

    sorumuz şu: birçok kadına ulaşabiliyorsanız, neden tek kadınla zaman geçiresiniz ki? çoğu erkeğin temel beklentisi cinsellik olduğu için kadına ulaşımı yüksek erkekler tek kadınla zaman geçirmeyi genelde tercih etmezler. en azından tarih bize bunu gösteriyor. örneğin axl rose ile birlikte olup; ona sadece güzellik ve cinsellik sunarak "size ait bir erkek olmasını" isteyemezsiniz çünkü verdiğini o erkeğe sunan birçok kadın mevcuttur. yine o erkeğin travmatik bir geçmişe sahip olması da bu sonucu doğurabilir. yani kadınlara bağlanmamayı tercih ettiği için zaman geçirmez ve bu nedenle de ciddi ilişki durumu ortaya çıkmaz. özetle değerli, kadınlara ulaşımı olan bir erkek "özel koşullar" hariç bu bağı geliştirmez.

    ...özel koşullar:
    1. durum psikolojik ve genetik nedenlere dayanır. örneğin şemaların birbirini tamamlaması ve kişinin aile soyundan getirdiği fenotip benzerlik o kişiye yüksek arzu duymasına neden olabilir ki buna aşk diyoruz. çevrenizdeki insanlarda buna "birbirinize ne kadar çok yakışıyorsunuz" der. örneğin kadına ulaşımı olan erkekler birçok kadınla olabilir ama anlayamadığı bir nedenle birinde takılı kalabilir.
    (bkz: evlenecek erkek bulmanın gittikçe zorlaşması/@karanlikruya)

    2. durum sosyolojik olabilir. örneğin erkeğe de bazen kadın gibi yaşı yüzünden baskı yapılabilir. günümüzde bu tarz sosyal mühendislikler görmeye başladık çünkü kadınlar biyolojik yapıları itibariyle başlarına gelen birçok durumu eşitlik safsatasıyla erkeğe de yansıtabilir. bunu geçmişte bir podcastte anlatmıştık. oysaki erkek ve kadının cinselliği ya da eş-beklentileri aynı/eşit/yakın değildir. bunun iyi anlaşılması gerek. tabii o erkek yaşı nedeniyle çocuk sahibi olmak isteyebilir. bu durumda beğendiği bir kadına şans verirse; zamanla bağlanacaktır.

    3. durumsa çıkarcı bir romantizmdir. ezici şekilde en yüksek olan opsiyondur. bu durumda; o erkek bir kadına ulaşamadığı için ilk ulaştığı kadını çok değerli görür ve kaybetmeyi göze alamadığı için o kadına bağlanmayı tercih eder. temel iç-neden sekse ulaşımını kaybetmemesidir. oysaki o kadına başta derin bir bağlılık kurmaz çünkü erkeklerin bir hipergami çıtası yoktur. ancak zamanla kendini vazopresin hormonu nedeniyle bağlı hissedecektir. tabii o erkeğin zamanla değeri artar mevcut koşullar değişebilir. şurada açıklamıştık:
    (bkz: bir erkeğin sadık kalmasını sağlamak/@karanlikruya)

    sonuç olarak erkekten erkeğe değişse de kadına bağlılık üstteki koşullara bağlıdır diyebiliriz.

    debe edit.
  • erkeklerin ciddi bir ilişki düşünmemesi birçok faktörle açıklanabilir. bazı erkekler geçmişteki kötü deneyimlerden dolayı ilişkiye karşı kuşku duyabilirler. başka bazı erkekler kariyer ya da bireysel amaçlarına odaklanmak isteyebilir ve ilişkiye zaman ayırmak istemeyebilirler. ayrıca, bazı erkekler sosyal fobi, düşünce tarzı ya da kişilik bozuklukları gibi psikolojik faktörler de dahil olmak üzere ciddi bir ilişki kurma konusunda engelleyici faktörlere sahip olabilirler. bunlar sadece bazı örneklerdir ve her erkek için geçerli olmayabilir.
hesabın var mı? giriş yap