• "ah su modern psikanalistler yok mu! dunyanin parasini aliyorlar insandan! benim zamanimda bes mark'a freud'un kendisi tedavi ederdi sizi. on mark'a hem tedavi eder hem de pantolonunuzu utulerdi. on bes mark'a freud kendisini tedavi etmenize izin verirdi.. ki buna istediginiz iki cesit sebze de dahil olurdu." -woody allen
  • "ne yaptığını bilmemeye ve yapmaya devam etmeye tahammül göstermesini öğrenmek durumunda olan kişi."

    adam phillips,
    dehşetler ve uzmanlar.
  • bu insanların yaptığı şey aslında konsomasyondan çok da farklı değildir...
  • "psikanalistler, dünyanın yolunda gitmesine engel olanla uğraşırlar." - lacan.
  • psikoanalist, ruhçözümleyici, ruhdeşen.

    "bir psikanalist her şeyi bilmiyormuş gibi davranan bir kişidir." glen gabbard & krin gabbard - psychiatry and the cinema

    "bir çözümlemecinin yapabileceği en büyük yanlışlık, hastasında kendisininkine benzer bir ruh olduğunu varsaymasıdır." carl gustav jung - insan ruhuna yöneliş

    "gerçek adem'in, gizemli "doğal adam"ın karşısında duyulan o eski yahudi korkusu bir çığlığa yükselir ruh-çözümleyicilerde." d. h. lawrence - anka kuşu

    "yaratıcı eylem her zaman bir paradoks olmuştur ve muhtemelen her zaman da öyle kalacaktır. pratikte onu açıklamaya çalışan herkes, özellikle de yaratıcılığı "egonun hizmetinde bir regresyon" olarak sunan psikanalistler, pasiflikle reseptifliği, yani alıcılığı ayırt etme yeteneksizliğinin kayalarına çarptıklarını görürler. yaratıcı insanlar ikincilerdir, kesinlikle birinciler değildir." rollo may - özgürlük ve kader

    "analist karşı aktarımına tahammül edebilirse, bunu aktarımdaki egemen nesne ilişkisini netleştirmek için kullanabilir." otto kernberg - sapıklıklarda ve kişilik bozukluklarında saldırganlık

    "bana göre, hastayla olan etkileşime analistin katkısının gözardı edilmesi veya yadsınması, klasik aktarım kavramının bir çarpıklığıdır. bu, analistin tümüyle uyum sağlamış ve yüzde yüz normal olduğunu söylemekle aynı şeydir." otto kernberg - sapıklıklarda ve kişilik bozukluklarında saldırganlık

    "o* da zamanında annesini boş yere arzulamış ve bunun intikamını da önüne gelenden almaya çalışan isteriğin teki olmalıydı." italo svevo - zeno'nun bilinci

    "burada freud psikanalizin yeni gerçekleri aydınlattığını değil, gerçeklerin yeni yönlerini aydınlattığını söylemektedir." adam phillips - freud olmak bir psikanalistin gelişimi

    (bkz: ruhdeşen)
    (bkz: mihaly balint)
    (bkz: melanie klein)
    (bkz: donald woods winnicott)
    (bkz: sigmund freud/@ibisile)
    (bkz: carl gustav jung/@ibisile)
    (bkz: sabina spielrein/@ibisile)
    (bkz: anna freud/@ibisile)
    (bkz: sandor ferenczi)
    (bkz: otto gross/@ibisile)
    (bkz: karl abraham/@ibisile), güneş-kralın psikanalizi
    (bkz: jacques lacan/@ibisile)
    (bkz: otto kernberg)
    (bkz: andre green)
    (bkz: heinz kohut)
    (bkz: karen horney)
    (bkz: eric fromm)
    (bkz: erik erikson)
    (bkz: irvin yalom)
    (bkz: doğan şahin)
    (bkz: elda abreyeva)
    (bkz: leyla zileli)
    (bkz: wilfred bion)
    (bkz: ruhun kadınları)
    (bkz: marilyn monroe/@ibisile)
  • ihtiyacını hissettiğim kişi. içimde her geçen gün büyüyen ve geleceğimi, geçmişimi, umutlarımı, sevinçlerimi, hüzünlerimi elimden alan; insanlarla ilişkilerimi zayıflatan; aileme, akrabalarıma, dostlarıma yabancılaştıran ve bana kocaman bir "hiç" bırakan kara delikten kurtaracağını umduğum yokoğlu yok. ankara'da yok. bulamadım ben.

    biliyorum ki bu yabancılaşmayla, yüzeysellikle başedecek güç benim içimde. onu harekete geçirecek, girift düşünce yumaklarımı yukarıdan bakarak gösterecek birine ihtiyacım var sadece. çıkış yolumu gösteren imgelerimi kelimelere dökmemi sağlayacak, düşünce yorgunluğundan ve ifade etme tembelliğinden oluşan kısırdöngümü kıracak birini hayal ediyorum sadece.

    kendime ifade etmekten korktuğum varlığından haberdar olduğum fakat bir türlü perçeminden tutup yukarı çekemediğim hastalıklarımı, o medusa'nın taşlaştıran bakışlarını yakalamamı sağlayacak ve ona meydan okurken bunu yapabileceğimi söyleyen birini hayal ediyorum. beni güçlendirecek ve hayata döndürecek tek şey bu dünyada en az tanıdığım kişiyi yani kendimi bana gösterecek, benim kendimle aramdaki perdeyi aralayacak ve tanıştıracak birisi.

    ben mi yanlış anladım bilmiyorum ama böyle birisi olsa iyi gelecek bana.

    bunları yazarken kendimi umutsuz bir hasta gibi hissettim. ama aslında bu dertler hepimizin başında. farketmeden yaşadıkça yüzeyselik sarhoş ediyor bizi. hastalıklarımızla yaşamaya hayatı kavrayamadan dünyaya veda etmeye razı hale geliyoruz.
  • freudiyen açıdan; "unutmayı mümkün kılan bir hatırlama yoluyla gerçekleşecek iyileşme"ye rehberlik eden kişi.
    proustiyen açıdan; "insanın aktarım yoluyla ve şansın da biraz yardımıyla geçmişin bir kırıntısı üzerinde birlikte yanılgıya düşebileceği biri."*
  • gelen hastalarınızın seans ücretini ödemekte ne kadar zorlandığı gerçeğini görmemezlikten vazgeçmelisiniz! dış gerçekliği bu kadar yok sayarcasına yaklaşım içinde olmanız, öfkeyi uyandırmakla kalmayıp, ilişkinin de sorgulanmasına neden oluyor! yeterince yoksun bırakılmak yetmiyormuş gibi, üzerine bu konudaki yaklaşımınız son derece üzücü.
    bir kırbaç eksik elinizde!

    ipd'nin başındakilerinin artık kenara çekilmesi gerektiğini düşünüyorum. kartelleşen bir hal aldı! daha dinamik bir ekibin derneği çok daha iyi bir noktaya getireceğini düşünüyorum, psike grubuna karşılık..
  • psikanalitik terapiyi (bilinçaltının çözümlemesini) gerçekleştiren kişi.
  • bir zamanlar büyük bir tutku ile sarıldığım, olmak için ilk adımları atmaya başladığım zamanlarda hayatımın aşkıyla karşılaşıp kıyısından döndüğüm meslek. memleketten ayrılmam gerekiyordu o zamanlar bunun için. ben de, "bugüne kadar çok sayıda rasyonel karar verdim, irrasyonel karar verme hakkımı kullanıyorum" diyerek memlekette kaldım.

    sonra mı ne oldu? olmadı tabii. "irrasyonel karar verme hakkı" diye bir hak yokmuş, onu öğrendim. akademiye ve çeviri yapmaya yöneldim.
hesabın var mı? giriş yap