• kuzey kutbuna verilen ingilizce isim.. (bkz: arktik)
  • koç grubunun romanya'nın gaesti kentindeki tesislerinin adı.. buraya 30 milyon euro yatırım yaparak romanya'da daha önceden kamuran çörtük ile zedelenen turko imajını güçlendirmi$ tesisler..
  • arçelik'e bağlı olarak çalışan fabrika (ve marka).

    ek bilgi:
    "üretime 1970 yılında başlayan arctic, 1972 yılında ilk ihracatını fransa’ya gerçekleştirdi. montreal protokolü’ne uyum çerçevesinde 1994 yılında doğu avrupa’da ilk cfc’siz soğutucuları üreten fabrika olan arctic 1997 yılında özelleştirildi. bu tarihten sonra bazı teknoloji yatırımları da yapılan arctic, 2002 yılında arçelik a.ş. tarafından satın alındı."
  • (bkz: arctic ocean)
  • http://vimeo.com/24456787

    izleyin, müteşekkir kalacaksınız :)
  • brezilyalı yönetmen joe penna'nın yazıp yönettiği, mads mikkelsen ve maria thelma smáradóttir'in oynadıkları drama filmi. film boyunca neredeyse hiç diyalog olmadığı not düşülmüş.

    trailer
  • bugün filmekimi 2018 kapsamında rexx sineması'nda izlediğim, yönetmenliğini joe penna'nın yaptığı, başrolünde mads mikkelsen'in yer aldığı 2018 yapımı film.

    film, dünya prömiyerini bu sene gerçekleştirilen 71. cannes film festivali'nin geceyarısı özel gösteriminde yapmıştır.

    yıldız oyuncu mads mikkelsen'in ''hayatımın en zor çekimiydi'' dediği film, bir ''doğaya rağmen hayatta kalma hikâyesi'' anlatıyor. neredeyse hiç diyalog kullanılmayan filmde, uçağı kutup bölgesinde düşen bir kazazedeyi çoğu sahnede dublör kullanmadan canlandıran mikkelsen, filmi tek başına sürüklüyor. kahramanının amansız doğa felaketlerinden kurtulmak için insanüstü çaba gösterdiği, minimal yapısı, olağanüstü görüntüleri ve kontrollü yönetim tarzıyla övgü toplayan film, proje aşamasındayken mars’ta geçiyordu, sonradan kutuplarda geçecek şekilde değiştirildi ve çekimleri izlanda’da yapıldı.

    öncelikle şunu söyleyebilirim ki film, son yıllarda izlediğim en gerçekçi hayatta kalma mücadelesini içeren bir oyunculuğa ve yönetmenliğe sahip. filmin ilk saniyelerinden itibaren beyaz perdeden çıkıp adeta seyircinin üzerine işleyen soğuk, film boyunca etkisini hiç kaybetmiyor. film, sadece iki ana karakter üzerinden ilerlese de oldukça akıcı ve yer yer gerilim dozu yüksek bir seyir zevki sunuyor. başrol oyuncusunun başarısına ise diyecek söz yok hakikaten. belki de bir film için bulunabilecek en zorlu şartları içeren ve yer yer de insan sınırlarını aşan doğa koşulları karşısında başrol oyuncusunun hayatta kalma gayreti ve inancı ayakta alkışlanacak cinsten. tabii sadece iki oyuncu üzerinden ilerleyen ve eylemlerin daha ön plana çıktığı filmde diyalogların neredeyse hiç olmayışı kendisinin eksikliğini hiç hissettirmiyor. görüntü yönetmeninin doğanın karlarla kaplı şartlarında yakalamış olduğu ve seyrine doyum olmaz manzaralar ile geniş açılı çekimler sayesinde bizlere görsel şölen sunarak tabloluk manzaralar izletiyor. hayatta kalma mücadelesi, kararlılık, yalnızlık, çaresizlik, korku ve tükenmişlik gibi kavramları son derece yoğun işleyen film, kesinlikle izleme listesine alınması gerekiyor.

    filme puanım: 7,5
  • filmekimi 2018 kapsamında istanbul'da yalnızca üç seansla gösterime giren film.
    büyük bir istekle bir adet biletimi kapmıştım satışlar başlar başlamaz, salondan çıkarken de "iyi ki almışım." düşüncesiyleydim.

    imdb filmi drama olarak kategorize etmiş ancak bence bu biraz da gerilim filmi. kahramanımız kuzey kutbunda mahsur kalmış biri, bir süredir de yalnız ve kendine iyi kötü bir düzen kurmuş. ancak böyle giderse hiç kurtulma şansı var mı?

    neredeyse hiç diyalog içermiyor film ve görüntüleriyle insanın içini üşütüyor zaman zaman. yönetmenin ilk uzun metraj çalışmasıymış, bence güzel bir iş çıkmış ortaya. mads mikkelsen ise döktürmüş film boyunca, pek konuşmuyor ama bakışlarıyla, mimikleriyle, hareketleriyle sanki cidden yaşıyor tüm filmi, epey etkilendiğimi söyleyebilirim.

    --- spoiler ---

    zaman zamansa onca kara rağmen avuçlarınız hafifçe nemlenebilir. (bknz. kutup ayısı sahnesi) (bknz. kayaya sıkışma sahnesi) hatta bu bacağın kayaya sıkışma sahnesinde kendi kendime "heh, kuzey kutbunda 127 hours olacak şimdi herhalde :/" diye düşündüm, neyse ki o kadar süründürmediler izleyiciyi*.

    ayrıca, filmin ahlaki bir yönü de var, en azından ben izlerken hep kendimi sorguladım acaba nereye kadar taşırdım yaralı kadını diye. sonuçta eğer buradan iki kişi canlı çıkamayacaksa bir kişi kendi şansını yükseltebilecekse, terk edebilir miydim? tepeye halatla çekme sahnelerinde mesela, net bir sonuca varamasam da sürekli tarttım kendimi.

    sanırım en sevdiğim sahne mads'in yaralı bulduğu kadını kendi enkazına taşıdıktan sonra yatırırken durup sarılmasıydı. uzun süredir başka bir insanla temasa geçmemenin, yalnızlığın, korkmuşluğun ve umudun bir dışavurumu gibiydi, güzeldi.

    ve filmin sonunda çıkışta millet hayata olan tüm isteğini yitirmesin diye mi ikisi de sağ iken yardımı ulaştırdılar bilmiyorum, bence helikopterin inişini görmesek ve mads gözlerini kapattığında ufak bir belirsizlikle film bitse daha iyi olabilirdi.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak filmekimi 2018'e güzel bir başlangıç yapmamı sağlayan filmdir. **
hesabın var mı? giriş yap