kambur
-
sirtinda dogustan ya da ilerleyen yaslarinda omurga bozuklugundan olusan bi tumsek olan kisi
-
notre dame in kamburu [nasi yaziliosa] ilk akla gelen sanirim
-
(bkz: notre dame)
-
sırtta veya daha seyrek olarak goguste olusan tumsek. (bkz: necati tosuner).
-
tanri'nin üzerine çok kliklediği insanlar kambur olurlar...
-
igor (bkz: young frankenstein)
-
şule gürbüz'ün neffis kitabı;
par lagerkvist'in cüce adlı romanını andırsa da yer yer, kambur'la cüce'nin ortada olan kader birliği bu andırmayı masum kılar -
16bg yine yerinde tespitlemiş tabii: bir cüce ve kontrbas kırması.. kambur yani, kitap.. bir de şule hanım ağrıyınca, kar yağardı bazı kentlere, geçmiş zaman..
-
"ve hicbir seye sasmiyorum-hersey bildik diyordum ya; bu da dogru degil. ben dunyaya olup biteni hayretle izlemeye ve sasirmaya gelmisim-durmadan sasirmaya... ama ne soylersem soyleyeyim, ne calarsam calayim, bu kamburu yuklendigim icin oyunbozan oluyorum. yine soylemek istedigim bunlar degil-ve tum agitlar gibi bu da igrenc..." bir kambur, bir cuce, bir kontrbas, bir postaci agidi iste gurbuzun ki..
-
bir "zaman"dan yılmışlık edatı, göstergeci ya da ona benzer bir şeyi...
"...
bir eli alnında
benim gibi...
ama
biraz daha mı hüzünlü?
otururken de
biraz daha mı çıkarıyor
kamburunu?
biraz daha mı benziyor
babama?
..."
(bkz: camdan)
(bkz: cemal süreya)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap