• türkçesi yöntem olan sözcük.

    ingilizcesine benzeterek metod olarak yazanların, algılayanların sayısı azımsanamayacak seviyededir.
  • (bkz: method)
  • (bkz: motet)
  • bilimsel bir araştırmada gerçeği bulmak amacıyla izlenen yol, usül ve süreç.
  • --- spoiler ---

    orospu çocuğu gibi görünen iyi bir insan aramıyoruz, iyi bir insan gibi görünen orospu çocuğu arıyoruz.

    --- spoiler ---
  • 4 nisan günü bursa nazım hikmet kültür merkezi'nde izlenebilecek oyundur. istanbul'da olanlarsa nisan ayı boyunca her cumartesi ve 20 nisan hariç her cuma çevre tiyatrosu'nda izleyebileceklerdir. kaçırılmaması özellikle tavsiye edilmektedir.
  • temposu yüksek, eğlenceli, güldüren ve düşündüren bir oyun. iki buçuk saatin nasıl geçtiği anlaşılmamaktadır.
  • türkçeye evrilmiş halinin mutlaka metod olması lazımdı bence. bilmiyorum ünsüz uyumuna uyuyor mu (ki sanmıyorum) ama metot yazınca yep yanlış yazmış gibi hissediyorum...
  • geçen hafta çevre tiyatrosu'nda gittim bu oyuna ve söyleyebileceğim tek şey muhteşemdi. süre uzun olmasına rağmen temposu hiç düşmedi, sıkmadı ve hikayesi de gerçekten çok iyiydi. inişleri çıkışları... gerçekten çok iyi tasarlanmış ve oyuncular da çok iyiydi. çıkışta berrak tüzünataç'ın da oyunu izleyenler arasında olduğunu fark etmem de ayrı bi olay oldu. harbiden çok güzel kadın. neyse.

    bir iş mülakatı ne kadar adamı dumur edebilir sorusunun yanıtıdır bu oyun. gidin görün, pişman olmazsınız.
  • dramaturg yavuz pekman'ın yorumuyla:

    "bütün dünya bir sahnedir" demiş yazar. hepimizin oyuncusu olduğu uçsuz bucaksız bir sahne! kuralları başkalarınca belirlenen, sözleri başkalarınca yazılan, kurgusu başkalarınca tasarlanan bir büyük oyunun sahnelendiği doğal şano. hayatta kalmanın tek yolu bu oyunda oynamak hem de başarıyla. en iyi oyuncunun, en başarılı olduğu bir yaşam bu; yalanın gerçekle, gerçeğin oyunla, kurgunun hakikatle, hakikatin sanalla yer değiştirdiği bir hayali düzen, bir imajlar gezegeni. giysinin kostüm, evlerin dekor, yüzlerin maske, bedenlerin kuklaya dönüştüğü; sözlerin ezberlendiği, davranışların makineleştiği, düşüncelerin otomatikleştiği, her gün yeniden ve yeniden başlayan bir oyun alanı. dünya! insan oynayan bir hayvandır demiş yazar. kendi doğasından hızla uzaklaşıp, başka bir benliği giyen, hep başka biri olmak için yaşayan bir canlı! çocukluğunda; evde, sokakta, okulda büyük oyunun provasını yapan bir oyuncu adayı, gençliğinde; pek yakında sahneye çıkacağının farkındalığıyla gerginleşen, beğenilme kaygısıyla asabileşen bir bünye, büyüklüğünde profesyonel oyunculuğun kurallarına uyan, kurallarla uzlaşan, giderek sahnede memurlaşan maaşlı bir aktör. her gün değişen düzene ayak uydurmaya çalışırken, her gün başka bir karakter olurken, kendi karakterinin aşındığını, belki de kendi karakterinin hiç var olmadığını fark etmeyen bir varlık. kendisine sunulan rolü en iyi biçimde oynamak için çırpınan, sürekli uyum sağlayan, değişen, yüzleşmeden yüzsüzleşen, egosu tavanda bir oyuncu. insan! "insan neyle hayatta kalır?" diye sormuş yazar. elbette oynayarak. başarının, paranın, mutluluğun, hayatta kalmanın yolunun en iyi oyuncu olmaktan geçtiğini bilerek. kendisine sunulan düzenin, büyük oyunun kurallarına uyarak, metodu harfi harfine uygulayarak! oynayarak, hep oynayaral!
hesabın var mı? giriş yap