hesabın var mı? giriş yap

  • allah belasını versin. bu öğretmenin de onu öğretmen yapanın da, onu hala orada tutanın da.

    küçük kızın yaşadığı travmayı düşünebiliyor musunuz? sonra bu çocuklardan gelecekte özgüvenli, mutlu ve huzurlu olmalarını bekliyoruz.

  • üniversite sırasında pek çok kişinin aklına gelmeyen depresyon halidir. öğrencilerde bir özgüven olur genelde. hele ki iyi bir üniveristede okuyorlarsa. sanırlar ki okul biter bitmez herkes kendilerine kucak açacak bir anda bol maaş rahat bir iş sahibi olacaklar. hatta öyle bir özgüven ki devlete burun kıvırıp, bana ne abi kpss den ne uğraşıcam girerim özel sektöre çalışırım derler. ancak mezun olunduktan çok kısa bir süre sonra bu durumun böyle olmadığı anlaşılır. kimsenin kimseye kucak açmadığı ortaya çıkar ilk önce, sonra merak etme seni bir yere yerleştiririz diye atıp tutan eş dosta ulaşamamaya başlarsın hatta merak etmeyin çocuklar çok rahat iş bulurunuz diyen üniversitedeki hocalarınız yanlarına gittiğinizde sizi tanımamazlıktan gelirler daha iki ay önce mezun olmuş olmanıza rağmen. en sonunda kendinizi boktan bir firmada fotokopi çekerken bulursunuz. işte bu son nokta tam olarak depresyona girmenizi ve uzun süre çıkamamanızı sağlar.

  • asıl dikkat çekmesi gereken yanı yüz estetiği değil, bu yaşta onca süre sahnede gülerek dans edip şarkı söyleyebilmesi olan kişinin imrendiren halidir.

    estetiklerine laf söyleyen gençlerin birçoğu iki saat bile ayakta duramaz.

  • konuşun ey sanatçılar!

    konuşun ey şarkıcılar!

    şu an bu toplum kafası kesik tavuk gibi.

    düşünemiyor, göremiyor, anlamıyor.

    söyleyin!

    anlatın!

    gösterin!

    hatırlatın!

    bu milleti gaflet uykusundan uyandırın!

    korkmayın ulan!

    korkanın vatanı da, milleti de, evi barkı da olmaz!

    gerekirse bu halkın kafasına vurun, gözüne sokun!

    şu saatten sonra bu bir milli seferberliktir!

    gaflet uykusundan uyandırın bu milleti!

    yoksa helak olup gidecek koskoca bir ulus!

    halkın önüne çıkan herkesin halkı uyandırma vebali boynuna!

    en az ünlüsünden en çok ünlüsüne!

    sanatçısından aydınına kadar herkes!

    korkmayın, konuşun, anlatın, gösterin!

  • istanbul'da başıma gelmiş bir olaydır. biraz iri yarı bir adam olmamdan biraz da uzun sakallarım yüzünden olduğunu düşünüyorum. şehirdeki ilk gezintilerim sırasında kaybolunca birini durdurup sorayım şu durağın nerede olduğunu diye düşünmüştüm. yoldan geçen benimle yaşıt sayılacak genç kıza doğru yönelip pardon şu şu durağa şuradan mı gidiliyor hedey hödöy demeye kalmadan genç kızımız "ay git be üff." tarzında bir laf sarf edip adımlarını hızlandırdı. o an üzülsem mi oradan koşarak uzaklaşsam mı bilememiştim.

    bende bir tane kestaneci buldum. biraz kestane aldım biraz da yol sordum. durakta otobüsü beklerken de kestaneleri yedim. özetle yol soracaksanız yoldan geçenleri durdurmayın arkadaş. saçma sapan tepkiler alabiliyorsunuz. gidin kestaneci bulun.

  • achille mbembe’nin* kullandığı kavram. yaşamı zapt etmenin günümüzdeki biçimlerini açıklamakta biyoiktidar, biyosiyaset kavramlarının yetersiz kaldığını yerine necroiktidar ve necrosiyaset kavramlarını öneriyor. biyoiktidar sıklıkla yaşamı hesap, program, strateji alanına dönüştüren, yaşamı olumlayan iktidar teknolojisi olarak düşünülür. fakat kültürel çalışmaların acısız çiğ köfte yiyicilerinin ve avrupa komünizminin tedricilerinin gramsci’sisine benzemesin foucault‘nun akıbeti. hegemonya’dan şiddetin, zorun, baskının arındırılması gibi, foucault’nun biyoiktidarı şiddet içermeyen bir süreç değildir. biyoiktidar, yaşamı korumak, sürdürmek için aynı zamanda ortadan kaldırmak gerektiğini anlatır. tehlikelinin, işe yaramaz olanın, hastalıklının ölümü, yaşamı daha temiz ve sağlıklı kılar der. biyoiktidarın mantığı hem yaşamı korur hem de holokosta onay verir.
    necrosiyaset ise, egemenliğin nihai ifadesinin kimin yaşayabileceği ve kimin ölmesi gerektiğini emretme iktidarında ve kapasitesinde yattığını söylüyor. egemenliğin sınırı öldürmek veya yaşamasına izin vermektir. egemenliği icra etmek ölüm üzerine denetimi icra etmektir.
    anahtar kelimeler: schmitt, egemenlik, foucault, biyoiktidar, agamben, kamp, olağanüstü hal, savaş, yaşam, ölüm.

    meraklısı için; veritabanı derdi olmaksızın şuradan ulaşılabilir.

    *achille mbembe, “necropolitics”, public culture 15(1), 2003, s. 11-40

  • baba bebeğini acile, para yuttuğu gerekçesi ile getirir.

    -kaç lira yuttu?
    +1 lira hocam
    -tamam şimdi filmlerini çektirelim bakarız.

    filmler çekilir doktor filmlere bakar.

    -burda 3 tane para gözüküyor hani 1 lira yutmuştu?
    +tamam işte hocam 2 tane 25 kuruş 1 tane 50 kuruş yuttu.
    -doğru, hata bende, soruyu yanlış sorduk, sen de haklısın...