hesabın var mı? giriş yap

  • nur yerlitaş ilk misafir yarışmacıya sorar:

    - gözlerin lens mi?
    - evet
    - anladım zaten

    ikinci misafir yarışmacıya da sorar:

    - gözlerin lens mi
    - hayır
    - farkettim burdan geçerken

  • adamın biri, pejo marka bir minibüs alır.
    sonraki gün yolcu taşımaya çıkar. minibüs tıklım tıklım, tutar kasabanın yolunu ve gittikçe hızlanır.
    yolculardan biri:
    -kaptan yavaş, bir yere çarpacağız! der.
    şoför:
    -sen pejo'yu biliyor musun? der.
    yolcu:
    -hayır! der.
    şoför: -o zaman sus der ve devam eder.
    minibüs hızlanmaya devam eder..
    bir yolcu daha seslenir:
    -oğlum ben hastayım, biraz yavaş!
    şoför yine sorar:
    -sen pejo'yu biliyor musun?
    amca ne bilsin,
    -hayır! der.
    -o zaman sus der, şoför..
    bu kez bir kadın seslenir:
    -hamileyim! lütfen biraz yavaş, çocuğumu düşürceğim !!
    şoför yine sorar:
    -sen pejo'yu biliyor musun?
    kadın:
    -yok! der.
    şoför yine aynı cevabı verir..
    arkadan kızgın bir ses tonuyla bir genç seslenir:
    -yavaş git kardeşim, öldüreceksin bizi !!!
    şoför yine sorar:
    -sen pejo'yu biliyor musun?
    genç:
    -biliyorum lan, ne olacak? der.
    şoför:
    -o zaman çabuk söyle, bunun freni nerde?...

    durumumuz budur !

  • tam 48 yıldır çözülememiş, tüyler ürpertici bir gizemdir. 1971’de ispanya’nın bélmez de la moraleda kasabasında oturan pereira çiftinin dikkatini mutfak zemininde beliren bir leke çeker. ancak leke birkaç gün içinde bir kadın yüzünü andırır hale gelir. ilk surat

    birkaç hafta içinde farklı suratlar ortaya çıkmaya başlar. asıl garip olansa, suratların az miktarda olsa yer ve şekil değiştirmesidir. örnekler

    ardından pereira çifti evin tabanını değiştirmeye karar verir ve yerine beton dökülür. ancak suratlar görünmeye devam etmektedir. işin garip tarafı: yeni suratların eskileriyle olan benzerliğidir. bu durum evin cazibesini daha da artırır. örnek bir yüz, o dönemden kalma bir kupür

    birkaç hafta içinde yetkililer evin altında kazı çalışmalarına başlarlar ve tahmin edilebileceği üzere * ortaçağdan kalma insan kemikleriyle karşılaşırlar.

    artık ev paranormal araştırmacıların, medyumların, din adamlarının ve tabi ki turistlerin odağı haline gelmiştir. öte yandan bu olayın (bkz: çorum'da mezarlıkta ağlayan kız sesi duyulması) benzeri olaylardan çok daha paranormal olduğu belirtilmelidir. zira evde medyumlardan farklı olarak bilim adamları da çalışmalar yapmıştır.

    profesör bender ve ekibi farklı zamanlarda yüzleri fotoğraflamış ve değişimi gözlemlemiştir. bu zaman aralığında odaya kimse sokulmamıştır. ayrıca laboratuvar sonuçları da gariptir. çünkü suratları oluşturan boya o denli incedir ki yüzler, betonun bir parçasıdırlar adeta.

    şimdi gerçeklere gelirsek ki pek az kişi olayın gerçekten paranormal olmasını benim kadar arzu edebilir. üstelik olay hala açığa çıkarılamamıştır. ancak ev ahalisinin uydurmasıyla başlayıp sonradan medya ve belediye(!) tarafından şişirilmiş olması muhtemeldir. aksi taktirde “kimdir bu profesör bender, akademik bir araştırması var mıdır, yüzlere şimdi ne olmuştur” diye sorarlar adama.

    öte yandan çorum belediyesi belki burayı okur da örnek alır. her bir belediyede binlerce lira para dönüyor. siz de şehre turist çekmek için bula bula mezarlıkta ağlayan kızı buluyorsunuz. mükemmel vizyon, bravo!

    kaynaklar: wikipedia
    bir site

  • sayın sözlük yazarları, bakın sayın diyorum, zevkleriniz ve renkleriniz kimsenin sikinde değil de, şu şarkıyı beğenecek kadar ne yaşadınız hayatınızda, hiç mi şarkı dinlemediniz, kaliteli sese kulağınız hiç mi aşina olmadı merak ediyorum, utanmadan ben şarkıyı beğendim, sesi beğendim diyenler olmuş, pes.

    çocuğu tanımıyorum bile, emeğini katıyordur işlerine, ne bileyim karakter koyuyordur yaptığı şeye, lafım yok, takip et, sev. adamı kötülemek gibi bir niyetim zaten yok, haydi yaptığı klibi beğendim de bari ona da lafım yok, ama ben bu müzik türünün cidden içine sıçayım, arabesk pop mu oluyor, ya da her ne halt ise.

  • star wars ve lotr'u, twilight gibi bir şeyle aynı cümle içinde görüp kahrolan kişiden hallicedir.

  • --- spoiler ---

    -aşı yan etkisi olarak 'miyokardit tanısı konulan insanların yarısı' 5 yıl içinde, %75'i 10 yıl içinde ölecek.
    --- spoiler ---

    aşıdan sonra miyokardit gecirenlerden biri de benim.

    bakın arkadaşlar, ben bunu takmam ama bunu okuyup üzülecek ve gidip hayatını karartacak bir sürü insan var.

    böyle kanıtsız anlamsız şeyleri paylaşarak insanları üzüyorsunuz ve iyi bir şey yapmıyorsunuz haberiniz olsun.

    3 5 fav için attığınız su adımlara ben hem kendim hem de diğer insanlar için hakkımı helal etmiyorum.

  • ekşi yazarlarının yazdıklarından para kazanıyorsa ve ekşi hukuk gönüllülük esasına göre değil "***profesyonel***" işliyorsa buradaki mesajlara eşşşek gibi cevap vermek ya da praetorlara yönlendirmek zorundadır. parasıyla değil mi? skype-turkcell-facebook, benim herhangi bi sorunum için iletişim araçlarından yardım/destek talebi ettiğimizde ilgileniyor, aynı konumda olan ekşi sözlük sorumluları neden yapmıyor? yok efendim mesajı görmemişmiş. vallahi bunu webrazzi summitlerinde söylemeyin, dalga geçerler. böyle girişimcilik mi olur?!

  • bir tek benim başıma mı geldiğini merak ettiğim olay. bim'e girdiğimde daima kasalar boş oluyor zira kasiyerler birçok işle ilgileniyorlar, ürün yerleştirme vesaire. o sırada siz boş olan kasalardan birine yönelirsiniz ve ekseriyetle kasiyer sizi diğer kasaya çağırarak ''buyrun böyle alayım.'' der.

    hayır %50 şansım var zaten neden hiçbir zaman tutturamıyorum ya da işin ucunda bir ibnelik mi var bilemedim.

  • iphone'da cihaza isim verilirken kullanilan default parametrenin "isim's iphone" oldugunu bilmeyen, kisisel erisim noktasi kullanilarak wi-fi yayini yapilabileceginden haberi olmayan mal beyanati.

  • dünyanın en iyi kalecilerinden biri olduğunu idrak etmek için galatasaraylıların konuşmasına bile gerek olmayan tip.

    gerekli olan şey sadece bir adet beyindir. zira bildiğim kadarıyla opta sports ile çalışan maçkolik'te yer alan sezon istatistikleri şu şekildedir:

    ceza sahası içi kurtarma yüzdesi: 63%
    ceza sahası dışı kurtarma yüzdesi: 93%
    ortalama kurtarma yüzdesi: 76%

    ne kadar anlamlı olduğunu idrak etmek için bazı isimlerden örnek vereyim:

    manuel neuer
    ceza sahası içi: 74%
    ceza sahası dışı: 90%
    ortalama: 79%

    david de gea
    ceza sahası içi: 66%
    ceza sahası dışı: 86%
    ortalama: 72%

    salvatore sirigu
    ceza sahası içi: 62%
    ceza sahası dışı: 88%
    ortalama: 72%

    joe hart
    ceza sahası içi: 65%
    ceza sahası dışı: 86%
    ortalama: 72%

    thibaut courtois
    ceza sahası içi: 62%
    ceza sahası dışı: 87%
    ortalama: 71%

    bernd leno
    ceza sahası içi: 66%
    ceza sahası dışı: 80%
    ortalama: 71%

    hugo lloris
    ceza sahası içi: 64%
    ceza sahası dışı: 84%
    ortalama: 69%

    şimdi "tamam da o liglerin forvetleri bizim ligden daha kaliteli" denilecek olursa, beynin bu takdir ettiğim kullanımının aşağıdaki isimleri hatırlatmakla desteklenmesini tavsiye ederim:

    1. boateng, kompany, thiago silva, javi martinez, benatia, david alaba, azpilicueta, filipe luis, cahill, david luiz, mangala

    2. sabri sarıoğlu, semih kaya, aurelien chedjou, alex telles, hakan balta, tarık çamdal

    ek: kıyaslamada baz olarak dünyanın en pahalı ve bilindik kalecileri ele alınıp aralarındaki fark gösterilmiştir. edirne'nin batısında yıllardır bazı nedenlerle maç yapamamış kişileri de işin içine katacaksak elbette yine işbu kaynağa göre dünyanın en iyisi olarak gimnasia la plata'lı fernando monetti, river plate'li marcelo barovero, lillestrom'lü arnold origi otieno veya uluslararası bilinirliği bunlardan farklı olmayan fenerbahçe'li volkan demirel'i gösterebiliriz. ancak şu anda bunu yazdığımız site antu değil de ekşisözlük olduğu için böyle akıl dışı hareketler yapmıyor, kıyas kabul etmeyen insanları ve istisnai olarak bazı hayvan türlerini* işin içine katmıyoruz.