hesabın var mı? giriş yap

  • başlık yetmedi: "iş ilanlarında maaş bilgisi zorunlu olsun kampanyası" olacaktı.

    iş ilanlarında maaş bilgisinin verilmesini zorunlu yapabilecek kampanyadır.

    ilanlarda sayfa sayfa yetkinlikler listesi yazmayı bilen işverenlerin, pozisyon için vereceği maaşları da yazması gerekli bence. ücret konusu yüzünden ciddi bir zaman/para kaybı yaşanıyor bu ülkede farkında mısınız?

    yaz oraya adam gibi ne maaş vereceksen, bir tane ilana on bin kişi başvurmasın. insan kaynaklarına da yazık, yazılı sözlü her başvuruya dönmek zorunda olanları var. o özgeçmişleri insan okuyo insan! (ik'cı değilim yanlış anlaşılmasın, arkadaşlar var ondan biliyorum)

    iş görüşmeleri para konusunda şans işine döndü artık!

    özetle, maaş konusu gizli olmamalı. ilanlara maaş bilgisi eklenmeli, hatta zorunlu olmalı.

    edit: bari maaş aralığını yazın be, eliniz mi yabışır.

  • kendi arabasıdır, en doğrusunu kendi bilir. bozuluyorsanız ya da sigarasız duramam diyorsanız arabasına binmezsiniz olur biter.
    kimse sizin dumanınızı da tribinizi de çekmek zorunda değil.

  • bir noktayı kaçırmışsınız. adam içerideyken de mesleğimi sürdürebilirim, 300 kişiye istihdam yaratmaya (!) devam edebilirim demiş. içeriden de senaryolara, kitaplara devam edecek yani.
    yazar değil başka bir meslek grubundan olsa mesleki açıdan aynı söylemlerde bulunabilir miydi? hayır.

  • tadilat halindeki bir binaya giriş için yöneldiğim sırada telefonuma tanımadığım bir numaradan boş mesaj gelmesi. mesajı okumak için telefonu elime almam bu arada bir kaç saniye kaybetmem ve hemen akabinde tepeden dikey uzun bir inşaat demirinin düşmesi.
    sonra defalarca kez mesajı gönderen numarayı aramam ama hattın kapalı olması.

  • şişenin dibinde kalan, asidi kaçmış ve dolayısıyla kimsenin rağbet göstermediği kolayı bir köşede saklamak. eve yeni kola alınınca ve üzerinden bir miktar içilince, saklamış olduğu asitsiz sıvıyı yeni şişeye eklemek, ve bu suretle kolayı piç etmek. baba böyle yapma deyince de pis pis sırıtmak. ben çok sinirlenmek.

  • ----------------------------------
    mevcut durum:

    - oteller her yıl nevruz dolayısıyla iranlı turistlerle açılışı yaparlardı. mart ayında odalar dolar ve bu fırsatla dönemlik yüksek sezon personeli iş başı yaparlardı. şu anda dönemlik yüksek sezon personeli açıkta kaldı. nevruz ile birlikte nisan ayı da gözden çıkarıldı.

    -şu anda otellerin haziran ayı doluluk oranları daha fazla iptaller gelmezse %25 civarında.

    - ülkedeki virüslü kişi sayısının 100 kişi üzerine çıkması halinde bir çok otel kapılarını hiç açmamayı düşünüyor.

    - şimdilik ilk fatura çalışanlara kesildi. içeride izinli günleri olmasına rağmen çalışanlar zorunlu ücretsiz
    izne çıkarılıyor.

    - bir çok otelde 4000 tl altında maaş alanlar 4 gün, 5000 tl üzeri maaş alanlar 7 gün ücretsiz izne çıkarıldı.

    - 2020 yerli turist hedefi %5 idi. virüsten sonra bu oran %15' e çıkarıldı. bu demek oluyor ki hala turizmci ümitli ve hala yerli turist istemiyor. (2016 yılında gerçekleşen uçak krizde iç pazara ayrılan oran %25'ti fakat sezon içerisinde gerçekleşen talep ile iç pazar %68'e ulaşmıştı).

    -virüş sona erdiği anda rusların antalya'ya akın etmesi bekleniyor. ege bölgesi ise virüs sona erse bile avrupalı turistten pek umutlu değil.

    - bakan’ın otelcilere sezon açılış tarihini nisan sonuna erteleme önerisi nedeniyle oteller ile tur operatörlerin arasında sorunlar oluşmuş durumda. otellerin elinde bakanın sözü varken acentaların elinde sözleşmeler var. özellikle yabancı acentalar için bakanın sözü bir şey ifade etmiyor yerli acentalar ise bitik durumda. acentalarda da ücretsiz izinler başlamış durumda.

    - havayolları, bir yandan yolcu kaybederken, öbür yandan almış oldukları havalimanına iniş-kalkış saatlerini (slot) kaybetmemek için yolcusuz uçuş yapmaya başladılar.

    - thy kabin memurlarına 45 gün ücretsiz izin vereceği konuşuluyor. doco'da izinler başladı. the last soul in a fish bowl uyardı 700 kişi işten çkarılmış
    - acentalar ile anlaşan bireysel ve grup (otobüs) taşımacıları iş başı yapamadılar. şu anda binlerce taşımacı beklemede.

    - seracılar gelişmeleri çok ama çok tedirgin bir şekilde izliyorlar. bu yıl dönem başındaki turizm rezervasyonları dikkate alınarak antalya'daki seralarda (örtüaltı üretimde) 4 milyon ton sebze üretimi için yatırım yapılmıştı.

    - sercılıkta çoğu kayıt dışı olduğu için toplam çalışan sayısı bilinmiyor. fakat şu anda yalnızca antalya'da örtüaltı tarım yapan 75 bin kayıtlı işletme var.

    ----------------------------------------------

  • dışarıda olan işlerini bitirip kendini bir an önce eve atmak ister. ilişki olayının kasıntısına girmez. heyecanı yoktur, öyle sevinmek, şaşırmak gibi reaksiyonlar vermez. yemek yediği zamanlar en keyifli anlarıdır günün. gezmek, sosyalleşmek, yeni heyecanlar bulmaya aman kim uğraşack diyerek karşı çıkar. veya şartların istediği gibi olmayacağına kanaat getirmiştir.

    kısaca üzerine ölü toprağı serilmiş bir gençtir. elini eteğini çekmiştir hayatın getirisinden. nasılsın sorusuna yuvarlanıp gidiyoruz diye cevap verir. kendisiyle ortak yönlerim mevcuttur.

  • tüm kadınlar öyledir demek çok büyük haksızlık olur. ama aralarında böyle bir kesim gerçekten var.

    üniversite 1. sınıfın ilk döneminde davutpaşanın çılgın yokuşunda otosptop çekiyordum, erkeğim diye almıyordu şerefsizler. kız görünce el freni çekiyolardı. bende teknik resim çantasıyla gülümseyerek çıkıyordum o yokuşu, geziniyordum koridorlarda hiç bi allahın kulu bakmıyordu

    2. dönem bmw'yle gelip gitmeye başladım. bmw dediğimde yanlış anlaşılmasın 6 serisi, z4 falan değil, alt tarafı 1 serisi

    ulan bırak bakmayı, tek dönemde 4 defa sileceğimin altında not buldum lan. 3 defa fakültenin önünde tek başına oturup bir şeyler okurken gelip tanışma teklifi eden kızla karşılaştım. var mı lan böyle bir şey, ne değişti? ben yine aynı bendim? cebimdeki para da aynı paraydı?

  • size hiç saygı duymadım çünkü beni sürekli arkadaşlarımın yanında küçük düşürdünüz. kilolarımla dalga geçerek onlara örnek oldunuz. başarılıydım fakat her türlü etkinliğin baş kahramanı olarak sırf daha güzel gözüktükleri için hep o sevimli, şirin kız ve erkek çocuklarını tercih erttiniz. bir kere 500bin liram vardı. okulun yanındaki marketten 250 bin lira vererek cips almıştım. haliyle para üstü olarak 250 bin almıştım. çılgın bir kalabalık vardı bakkalın önünde. bakkal benim ödeme yapmadığımı sandı cüzdanımı alıp baktı. 250bin lira var bunu bana vereceksin dedi. direndim. seni okuluna şikayet edeceğim dedi. et dedim ben de. ispiyoncu sınıf arkadaşlarım olayı sana anlatmışlardı. beni, tüm sınıfın karşısında tahtaya kaldırdınız ve azarlayıp aşağışadınız. tarafınızdan iftiraya uğruyordum. o gün ağlamamıştım çünkü iğrenmiştim sizden. tek hatırladığım deli gibi kalbimin çarptığı. bir daha o markete hiç gitmedim. sizi de hiç sevmedim. yıllar sonra karşılaştık. büyümüş, zayıflamış, çocukluk halinden çıkmış ve ergenliğimi atlatmıştım. başarılıydım. sen ise bir grup öğretmen arkadaşınla oturuyordun. beni gördün ve benimle övündün, işte benim öğrencim diyerek... ben sadece samimiyetsizce gülümsedim. keşke o gün söyleyebilseydim, beni sizin iyilikleriniz, zekanız, bilgi kaliteniz yetiştirmedi, beni sizin ikiyüzlülüğünüz, gaddarlığınız ve kötülüğünüz yetiştirdi.