555 entry daha
  • lise 3'teyken yaptığım eylem. utanç verici bir durum olmasının yanında bir durup düşündürüyor. neden yaptım, aklımdan ne geçiyordu, ben ne çeşit bir hayvanın evladıydım diye. zaman geçtikçe cevabını buldum. onu da ekte bulabileceksiniz, sevgiler.

    o yıllar bir kız arkadaş grubumuz vardı. arkadaşlardan biri, fake hesap açarak erkek arkadaşını test ettiğini söyledi. ben de durur muyum kıllandım. bir yıllık ilişki ve üç yılı aşkın tanışıklık, karşı tarafa güvenmeme yetmemiş olacak ki dedim ben de isterem. arkadaş anlattıkça benim herifçiye kuruldum, elim ayağım titremeye başladı. yav dedim bacım, gel benim herifçiyi bir kandıralım, bakalım ne tepki verecek. arkadaş çıkardı telefonunu, "cnmm nslsn ben esra" ayarında mesajlar attı. tüm esra'lardan özür dilerim; fakat bu tarz hikayelerin öznesi esra isminde biridir benim için.

    dersi mersi dinlemiyorum, gelecek mesaja odaklıyım. baktım benim herifçi, seksomantis esra'ya soğuk yapıyor. yav sen benim yarattığım karakteri; iyi kalpli, yerine göre cüretkar, yerine göre masum, orta halli esra'yı nasıl beğenmezsin? ben bile beğendim.

    esra'nın hikayesi
    esra, buğday tenli, gür siyah saçlı ve kahverengi gözlü bir kızdı. 16 yaşındaydı. kız meslek lisesinde moda tasarım okuyordu. herifçinin karşı okulunda öğrenciydi. her ikisinin de okulu tam gündü, haliyle okul çıkışlarında birbirlerini görebilirlerdi. canım esra'm da o günlerden birinde görmüştü herifçiyi. önce bölümünü, sonra adını-yaşını ve msn adresini, en nihayetinde telefon numarasını öğrenmişti. anne-babası ayrıydı. bu bilgiyle ne yapacağınızı bilmiyordu. en sevdiği gruplar: the doors, the beatles ve queen'di. en sevdiği yemekler: bulgur pilavı, barbunya ve pizzaydı. esra için oluşturduğum çerçeve ve minik hayat hikayesi, fazlasıyla makuldu. yine de beğenmediler esra'yı. yanlarına yakıştırmadılar.

    en sonunda araya ben girdim. onunla neden böyle konuştun dedim sevgilime. "ya ikinci saniyede anladım sen olduğunu, uzatmazsın diye düşündüm de baktım uzuyor, kısa kısa cevaplar vermeye başladım" dedi. "sen geri zekalı mısın, ne yapmaya çalışıyorsun" diye sordu kısaca. götümün üzerine oturduğumla, yarattığım karakteri kendi sevgilime bile beğendiremediğimle kaldım. bence esra'ya bir şans verilseydi, çok iyi işler başarabilir, belki gerçek aşkı da bulabilirdi. nitekim, onunla dalga geçmeyi seçtiler. işte o gün, alter ego'm esra'yı yanıma almaya karar verdim. 13 yıldır birlikteyiz.

    şaka şukular bir yana; belli bir yaşa kadar özgüvensiz, terk edilmekten korkan, kaygılı biriydim. benimle ilgili problemler, kıskançlık ve agresiflik şeklinde dönüyordu karşı tarafa. kimi zamansa paranoya. bunları görmeye başlamamla birlikte ilişkilerde yaşadığım kıskançlığın belli durumlarda su yüzüne çıktığını keşfettim. zira kıskançlık, o zamandan beri hayatımda bulunmuyor. kıskançlık hissinden rahatsızlık duyuyorum, çünkü bana ait bir his değil. bana ait olmadığını düşündüğüm hislerle karşılaştığımda o hislerin hangi sebeplerden ötürü ortaya çıktığını düşünürüm. eğer, birini kıskanıyorsam ya özgüven düşüklüğü yaşadığım bir döneme girmiş ve suçu günahı olmayan bir adama sarıyorumdur ya da karşımdaki insan, gerçekten dengesiz ve bana o güveni veremeyen biridir. sorun ilkiyse özrümü diler, hareketlerimi düzeltirim. sorun ikincisiyse, arrivederci allah'ını kitabını sevdiğim.
341 entry daha
hesabın var mı? giriş yap