7 entry daha
  • dün yayın hayatına veda etmiş bir kore dizisidir.

    --- spoiler ---
    zaten kavuşamadıkları ve yollarının ayrıldığı teorileri en baştan beri vardı, dizinin sonunda yi jin kariyerinde sağlam bir yere gelmiş yalnız bir adamken hee do erken yaşta emekli olmuş evlenmiş ve çocuk yapmış bir kadın.

    ayrılıklarına gelince; sadece mantıklı olarak yaklaşınca ve insan hayattan beklentilerini düşününce na hee do açısından insana normal geliyor. ihmal edilmeye ya da sürekli affetmeye bir ömür daha devam edemeyeceğini düşünüyor. her şeyi paylaşamamak ve iletişimsizlik onu rahatsız ediyor ve bu yüzden yi jin'i hayatından çıkarıyor. baek yi jin bence bu hikayenin baya baya kaybeden tarafı çünkü o ne olursa olsun bu ilişkiye devam etmek istiyordu. ama bir yandan da ailesinin ona yüklediği aileyi tekrar bir araya getirme misyonu ve na hee do'nun sen dünya'yı daha iyi bir yer haline getiriyorsun gazı var. bu da zaten kariyerinin başında olan yi jin'in kendini işine adamasına ve diğer her şeyin ikincil konuma düşmesine sebep oluyor.

    dizi realist olmasına realist, bunu zaten bilir bir çok yetişkin, fakat bir yandan da çok kalp kırıcı ve hayale izin vermiyor. insan kendisini baek yi jin gibi mükemmel bir şekilde seven birini ya da böyle eşsiz bir aşkı bulup da nasıl kaybetmeyi göze alabilir insanın aklı ermiyor.( realizm diye kasmışsın ya sevgili yazar, gerçek hayatta once upon a lifetime bir şey bu).evet gerçek dünyada hepimiz yaşıyoruz fakat hiçbirimizin ayağına bu tip bir aşk her gün gelmiyor. eğer na hee do'nun sonrasında yaptığı evlilik aşk evliliği değilse bunu hiç mi hiç kabul edemem zaten. karaktere tamamen zıt oluyor. dizinin çocukluğun kaybını ve yetişkinliğin bu sert duruşunu konu aldığını biliyorum tabii ki, fakat na hee do gibi cıvıl cıvıl insanlar bazı şeyleri büyüyünce de kendilerine saklayabiliyor. (kendimi düşününce mesela örnek olarak; gayet sakin ve olgun/ciddi yapılı biri olmama rağmen elime eğlenmek ya da çocukluk etmek şansı geçince hiç kaçırmıyorum)
    yani demem o ki, olgunlaşmak ya da büyümek böyle portre edilmek zorunda değildi. hayat katı biliyorum fakat ya bizim duruşumuz ve seçimlerimiz? ya onların cıvıl cıvıl gençlikleri? bunları nasıl yabana atalım ki?
    ironi şudur ki, dizi insanı bu gerçekler konusunda öyle bir noktaya getiriyor ki, bence insanı daha çok elindekilere sahip çıkmaya yöneltiyor. ayağına o tarz bir aşk gelince insanın daha çok sahip çıkası gelir bence bu diziyi izledikten sonra. üstüne basa basa söyledikleri şeyin tam aksini yapasınız gelir yani. bana öyle geliyor nedense.

    yazara da çok eleştiri yapmak istemiyorum çünkü sonu mutlu bitmese de en azından son bölümde bir bocalama ya da olmamışlık yoktu. güzel kotarmış diziyi, ayrılığı. dizinin hemen her bölümünde bir noktada yüreğime bir şeyler dokunmuş ve ağlamışımdır. her şeye rağmen sağlam ve güzel bir gençlik dizisidir kesinlikle.

    bu arada record of youth adında, bundan bir yıl önce çıkan bir gençlik dizisine de yine çok çok benziyor. o da tutmuştu baya, fakat bu daha da başarılı oldu ki ondan daha iyidir. ben artık bu kendi yoluna gitme mevzusuna doydum diyorsanız da our beloved summer izleyebilirsiniz. yine insanın içinde bahar çiçekleri açtıran fakat biraz daha umut veren bir dizi. onu da çok sevmiştim.

    son olarak diziyi izlerken aklıma hep bir alıntı geldiğini söylemek isterim. yanlış hatırlamıyorsam yazar zamandan ve hayattan bahsediyordu ve zamanın üzerimizden akıp giderken ısımızı çaldığını söylüyordu. öylesine güzel bir laftı ki hep aklıma gelir.

    --- spoiler ---
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap