• oncellikle muhtesem bir jaurim sarkisidir. "25 ve 21 yaslarimizda sonsuza kadar kalacagimi dusunuyordum" sirf su sozler icin bile dinlenir

    sarki ile ayni isimdeki drama gecen hafta ile tvn'de muhtesem sekilde basladi. kim tae ri basrolde olsa da cok bir beklentim yoktu acikcasi, tipik genclik dizisi olacak diye dusunuyordum. ılk iki bolumle birlikte shounen anime ile nostalji, slice of life hikayeleri birlestiren harika bir is cikti karsimiza. kim tae ri ise hayallerinin pesinden kosan liseli kiz olarak muhtesem, karakteri sevmemek mumkun degil.

    hikaye 90'larda ve g. kore'deki ımf krizi doneminde geciyor. cok ilginc benzerlikleri goruyoruz, ornegin :

    --- spoiler ---

    altin bagisi kampanyasi ve zamanin genclerin hayallerini yikmasi gibi olaylar

    --- spoiler ---

    kim tae ri'nin oynadigi hee do, eskrim tutkusu olan, yetenegi oldugu soylenen ama bir turlu basariyi yakalamayan bir liseli. ıdolu olan liseli eskrimcinin (ki kendisi kadinlarda olimpiyat sampiyonu) okuluna transfer oluyor ve olaylar gelisiyor. aralarindaki iliski tam bir shouenen anime hikayesi (shojo bilerek demiyorum cunku o hava yok) hatta bana yuri on ıce hatirlatti biraz, o hissi veriyor.

    bu arada mahalledeki bir baska elemanimiz olan herseyini yitirmis yin jin (nam joo hyuk) bu ikili arasinda bir bag, hee do kendisine yeniden hayal kurmayi hatirlatiyor diyebiliriz.

    90li yillari ozleyenler, yukarda bahsettigim genre sevenler kacirmasin. umarim sona dogru bozmazlar
  • 4. bolum ile bence en guzel bolumlerden birini yayinlamis oldular. bu dizide hicbir dizide olmayan bir umut verme hissi var ama bir yandan da buyumeyi, 20li yaslari, hayallerin elinden alinmasini cok guzel sekilde aktariyorlar.

    ımf burger diye bir menunun varligini da ogrenmis olduk. universiteye devam edemeyen gencler, kiytirik islere basvuran yuzlerce insan ve mulakatlardaki piyango kazanma hissi, dusuk butceli yemek menuleri, et alamadigi icin degisik deniz kabuklulari ile yapilmak zorunda kalinan yemekler ve daha pek cok sey anlatiliyor
  • sekizinci bölümü müthiş bir cliffhanger ile biten dizi. son sahnesi nam joo hyuk'un 2020 sonbaharında yayınlanan start-up dizisini hatırlattı ama baek yi jin özgüven bakımından nam do san'dan daha iyi durumda olduğu için yanlış anlamayı sürdürmeyecektir.
  • güncel devam eden güzel bir kore dizisi. en son onuncu bölüm çıktı diye biliyorum. ilk bölümü çok büyülü gelmişti bana çünkü animevari mekanları vardı. yemyeşil bir mahalle, muhteşem güzellikte ahşap evler, uzak doğu mimarisi falan. ayrıca dizi geçmişe gittiğinden doksanlar giyim kuşamını da görüyorsunuz. başka bir ülkeye at olsa da nostaljik hissettiriyor. dizinin ana teması beş arkadaşın geçmişlerini ele almak genel olarak. bu arkadaşlardan ikisi profesyonel eskrim sporcusu. bir tanesi zengin bir aileden gelen fakat babası iflas etmiş, hayata tutunmaya çalışan bir genç. biri sınıfının popüler ama tembel çocuğu, diğeri de sınıf başkanı ve sınıfının birincisi olan zeki mi zeki kızımız.

    ilk on bölüm boyunca zaman zaman beni ağlattığı olmuştur bu dizinin. gençliğin o saflığı ve kaotikliği insanın içine işliyor. karakterler hem kaotik hem de fazlasıyla olgunlar. erkekler gerçek olamayacak kadar muazzam çizilmiş karakterdeler özellikle.
    sanırım biraz slice of life dedikleri türe giriyor. tam bilemedim. ama her bölümü severek izledim şimdiye kadar. kore dizilerindeki muazzam cringe şeyler asgari düzeyde bu dizide. başrolünde de handmaiden'dan tanınan kim tae ri var.
    benim etkisinde kalmamın en temel sebebi nostalji hissi ve mekanlarıydı sanırım. fakat son bölümleri hayal kırıklığı da yaratabilir tabii. bakalım.

    izlerken hep kendime şunu söyledim;
    genç olmak nasıl da güzel.. acaba çok mu geç kaldık?
  • 12. bölüme başlayacağım birazdan. o kadar güzel ilerliyor ki son bölümü ağlayarak izledim.
    sımsıcak, tatlı ve yer yer komik ilerleyen kore yapımı bir dizi. başrol oyuncusu nam joo-hyuk bebeğimi izlemek keyif verici.
  • açılış konuşmama netflix türkiyeye seslenerek başlamak istiyorum. neden kore dizileri, kore'yle eş zamanlı yayınlanmıyor? bakın yıllardır aynı sorun. neden ben heyecanla her hafta güncelden çok arkadan gelecek iki bölümü takip etmek zorundayım ki. evet üyeliğim var ve ingilizce altyazılı veya başka sitelerden dizi izlemek istemiyorum. yıllardır aynı terane düzeldiği de yok. rica ediyorum bir el atın şu işe. önceden bu kadar olmasa da parazit ve squit game'den sonra kore yapımlarına olan ilgi çok arttı. (benim k-drama başlamam sarayın incisiyle başlamıştı; yıllar yıllar evvel.) hala daha çok severim altta başka dizilerle ilgili başlıklar mevcut. geleyim diziye…

    çok çok çok güzel. oyuncu seçimi çok iyi. ben sadece yaşlı nahedo'yla eşleştiremiyorum gençlik halini. senaryonun temasını ben sevdim. yavaş yavaş ipuçlarıyla devam ediyorlar. bir sonraki bölümü heyecanla bekliyorum. mesela nahedo'nun kızı hala kafamda soru işareti. senariste olan hislerim önümüzdeki final haftasıyla belli olacak neyse. aşırı klişeler yok. ilişkiler normale bürünmüş örgüyle anlatılmıyor. bir önceki bölüm kızdığım kişiye bir sonraki bölüm onun da kendince bir sebebi varmış diyorum. senaristin seyirciyi bir yere sürüklemek gibi bir niyeti yok genelde. ama bu ekibe bayılan seyirci, eğer senarist ayrılık yazarsa ortalığı inletecek ki bugün 14. bölüm yayınlandıktan sonra tt olmuş dizi. bir bölümün içinde kahkahayla gülüp, bi anda da gözlerimin dolduğu çok oldu. bunaltıcı kasvet yok, entrika yok. zorluk, mücadele, heyecan, aşk var. ama vıcık vıcık olmuyor her yer. türk dizilerinden kaçmamın ana nedeni de bu sanırım. yijin ve hedo'nun ilişkisini harika yazmış senarist. şu an bu kadar sinirlenip gecenin bi körü entry yazmamın sebebi de bu zaten. birbirini anlayan, olduğu gibi kabul eden ve seven, sürekli paylaşımın olduğu sıcak, güvenli bir ilişkileri var. lise zamanlarında aşık olduğum hislerle izledim diziyi. kalbimin içinde bir yumruyla.

    neyse çok yazdım. büyük ihtimalle haftaya revizede ederim buraları. abartmıyorum kore'nin en iyi yapımlarından diye anılacak dizilerden biri olacak. netflix'te de öyle. senarist yapman guzum.

    edit: imla

    edit2: bundan sonrası spoiler'a girer, merak etmeyenlerin okumasını tavsiye etmem. dün öğlen sularında finali izledim. canımı sıktı. hayatın güzel dostluklardan, gerçek aşktan bizi ayırabildiği bir yer olduğunu tekrar tekrar gözüme soktu. ben diziyi keyifle izledim, onlar gibi de severek ayrıldım* alttaki entrylerimden hallice olunca durumlar… ne diyeceğimi bilemiyorum.
  • 16. bolum itibariyle diziye veda ettik. benim icin en guzel hikayelerden biri olarak kalacak ama ruh sagligim icin bu sonu kabul etmiyorum. eger depresif bir evreydeseniz gercekten son bolumu izlemeyin ve 14. bolumde birakin.

    --- spoiler ---

    son itibariye ana karakterler disinda herkes mutlu sona kavustu. onlar 20lerinde yaptiklari hatanin bedelini odemeye mahkum oldular. boyle son olmaz olsun.

    --- spoiler ---
  • dün yayın hayatına veda etmiş bir kore dizisidir.

    --- spoiler ---
    zaten kavuşamadıkları ve yollarının ayrıldığı teorileri en baştan beri vardı, dizinin sonunda yi jin kariyerinde sağlam bir yere gelmiş yalnız bir adamken hee do erken yaşta emekli olmuş evlenmiş ve çocuk yapmış bir kadın.

    ayrılıklarına gelince; sadece mantıklı olarak yaklaşınca ve insan hayattan beklentilerini düşününce na hee do açısından insana normal geliyor. ihmal edilmeye ya da sürekli affetmeye bir ömür daha devam edemeyeceğini düşünüyor. her şeyi paylaşamamak ve iletişimsizlik onu rahatsız ediyor ve bu yüzden yi jin'i hayatından çıkarıyor. baek yi jin bence bu hikayenin baya baya kaybeden tarafı çünkü o ne olursa olsun bu ilişkiye devam etmek istiyordu. ama bir yandan da ailesinin ona yüklediği aileyi tekrar bir araya getirme misyonu ve na hee do'nun sen dünya'yı daha iyi bir yer haline getiriyorsun gazı var. bu da zaten kariyerinin başında olan yi jin'in kendini işine adamasına ve diğer her şeyin ikincil konuma düşmesine sebep oluyor.

    dizi realist olmasına realist, bunu zaten bilir bir çok yetişkin, fakat bir yandan da çok kalp kırıcı ve hayale izin vermiyor. insan kendisini baek yi jin gibi mükemmel bir şekilde seven birini ya da böyle eşsiz bir aşkı bulup da nasıl kaybetmeyi göze alabilir insanın aklı ermiyor.( realizm diye kasmışsın ya sevgili yazar, gerçek hayatta once upon a lifetime bir şey bu).evet gerçek dünyada hepimiz yaşıyoruz fakat hiçbirimizin ayağına bu tip bir aşk her gün gelmiyor. eğer na hee do'nun sonrasında yaptığı evlilik aşk evliliği değilse bunu hiç mi hiç kabul edemem zaten. karaktere tamamen zıt oluyor. dizinin çocukluğun kaybını ve yetişkinliğin bu sert duruşunu konu aldığını biliyorum tabii ki, fakat na hee do gibi cıvıl cıvıl insanlar bazı şeyleri büyüyünce de kendilerine saklayabiliyor. (kendimi düşününce mesela örnek olarak; gayet sakin ve olgun/ciddi yapılı biri olmama rağmen elime eğlenmek ya da çocukluk etmek şansı geçince hiç kaçırmıyorum)
    yani demem o ki, olgunlaşmak ya da büyümek böyle portre edilmek zorunda değildi. hayat katı biliyorum fakat ya bizim duruşumuz ve seçimlerimiz? ya onların cıvıl cıvıl gençlikleri? bunları nasıl yabana atalım ki?
    ironi şudur ki, dizi insanı bu gerçekler konusunda öyle bir noktaya getiriyor ki, bence insanı daha çok elindekilere sahip çıkmaya yöneltiyor. ayağına o tarz bir aşk gelince insanın daha çok sahip çıkası gelir bence bu diziyi izledikten sonra. üstüne basa basa söyledikleri şeyin tam aksini yapasınız gelir yani. bana öyle geliyor nedense.

    yazara da çok eleştiri yapmak istemiyorum çünkü sonu mutlu bitmese de en azından son bölümde bir bocalama ya da olmamışlık yoktu. güzel kotarmış diziyi, ayrılığı. dizinin hemen her bölümünde bir noktada yüreğime bir şeyler dokunmuş ve ağlamışımdır. her şeye rağmen sağlam ve güzel bir gençlik dizisidir kesinlikle.

    bu arada record of youth adında, bundan bir yıl önce çıkan bir gençlik dizisine de yine çok çok benziyor. o da tutmuştu baya, fakat bu daha da başarılı oldu ki ondan daha iyidir. ben artık bu kendi yoluna gitme mevzusuna doydum diyorsanız da our beloved summer izleyebilirsiniz. yine insanın içinde bahar çiçekleri açtıran fakat biraz daha umut veren bir dizi. onu da çok sevmiştim.

    son olarak diziyi izlerken aklıma hep bir alıntı geldiğini söylemek isterim. yanlış hatırlamıyorsam yazar zamandan ve hayattan bahsediyordu ve zamanın üzerimizden akıp giderken ısımızı çaldığını söylüyordu. öylesine güzel bir laftı ki hep aklıma gelir.

    --- spoiler ---
  • bende bitirmiş bulunuyorum.. çok sevdim bu diziyi bana o kadar hitap etti ki her bölümde kendimden birşeyler buldum gençliğin kıymetini anladım anıların dostluğun herşey çok gerçekti koreliler duygu verme konusunu çok iyi işliyorlar cidden çok samimiler bu konuda kalbe dokunuyolar ve ağlatıyorlar.

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    yalnız na hee do ayrılmak zorundamıydı yani hayatta herşeyin çaresi yokmudur? madem bu kadar erken emekli olacaktın sende new yorka gidebilirdin ye jinin yanına çünkü birbirlerini hâlâ çok seviyorlarken ayrılmalarını doğru bulmadım. yan roller mutlu başrollerimiz buruk böyle bitmeseydi diyorum keşke..ama yine de sağlam bir dizi.
  • bugün -uzun zamandır final bölümünü izlemek için erteliyordum- izledim.. biliyordum içime oturacağını çünkü kavuşamayan 2 aşığın dizisiydi. ahh bee uzun zaman etkisinden çıkamam sanırım. laptopu fırlatmak istedim sinirden. neden böyle bir son oldu bilmiyorum.. kader diyelim de kendimizi avutalım.
hesabın var mı? giriş yap