4 entry daha
  • dün gece saat 1.30 ile 2.30 arasında, hiç de olağan olmayan bir şekilde uykum kaçmıştı. tavandaki fosforu çoktan sönmüş yıldızlara bakıp, eski günlere ait bazı şeyler düşündüm. aslında aklıma gelen ilginç şeyler oldu diyebilirim. bunlardan biri, henüz tek haneli yaşlarımda, belki de çift haneli ilk yaşımda, saatlerce odasından çıkmayan amcamın dinlediği bu şarkıydı. amcam o sıralar sigaraya yeni başlamış olmalıydı ki, odası kaçak-köçek sigara dumanı kokardı. yanına gittiğimde muhakkak, içini seksen dokuz defa açıp kapattığı kasetçaları marifeti ile müzik dinliyor olurdu. sonra dinlediği şarkıyı işaret ederek; "bak harika bir şarkı" derdi. ben de dinler, onayımı veya reddimi bildirirdim. dün gece melodisini içimden geçirebildiğim halde, sözlerini bir türlü çıkartamadığım bu şarkı çocukluğuma ait leziz bir dokudur. uzun zaman melodiyi tekrar edip, hafıza denizimde oltayı nakaratın son dizesine takmayı başardım: "gün geçmeden zamanında". bu cümleyi içimden çokça tekrar edip, "sabah şarkının tamamına bir bakayım" derken uyuyakalmış olmalıyım.

    hüseyin altın'ın sanıyorum 90'lı yılların başında seslendirdiği bu şarkı, deste deste banknot ile dayandığım bir psikolog kapısında müzik dinleyememe hastalığımın tedavisi için, çocukluğuma inme nedenlerimden biri olabilir.
43 entry daha
hesabın var mı? giriş yap