55270 entry daha
  • deniz ölesiye severken seni
    neden gemileri yaktı gözlerin
    yıkıldı yolunu bekleyen şehir
    şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir...(nurullah genç)
  • “bir zamanlar kendimi
    bulunmaz hint kumaşı sanmıştım.
    kaç metredir benim yokluğum?
    benden daha çok var sanmıştım.
    benim yokluğumdan dünyaya
    bir elbise çıkar sanmıştım.
    dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan
    sonunda ben de alıştım.
    ah dedim sonra,
    ah!”
    ~didem madak
  • y si eksik olan yazarımızın dediği gibi

    "sen bana soğuk davrandığında, benim ne kadar üşüdüğümü bir bilsen kalbimi ceketinle örterdin."
  • hayat sevdirmez kendini bazen
    olur olmaz şeylere alınır
    zamanı geçirtmez
    tüyler hep diken diken!

    bi gün iki gün çekilir de
    yapma artik
    gören olur
    duyan olur
    uyan!
  • ali’nin üçgenidir bu çizdiğim
    nerde öklid’in üçgenleri bu nerde
    na şunlar üç açısı üçü de yoksul
    biri sıfırın altında sekiz derece
    birine atan atmış tekmeyi işi yaş
    biri sizden bir sigara istiyor
    sadece sigara ne sandınız
    ne şu
    ne bu
    sadece bir sigara istiyor tüttürsün
    nerde öklid’in üçgenleri bu nerde

    bu da süheyla’nınki işte aynı
    her yerde görülen herhangi bir üçgen
    bir kenarını yamuk çizmişler üsküdar’a gidiyor
    bir kenarına istesek her akşam rastlayabiliriz
    bir kenarı da bir terzinin makasına komşu
    allah versin
    kendi lafına bakarsanız
    bunu üşümemek için yapıyor
    sadece üşümemek ne sandınız
    ne şundan
    ne bundan
    sadece üşümemek için bu kışta kıyamette
    kendi kendine yetmeyen zavallı bir üçgen

    işte bu da kim bilir kiminki
    bir de dik açısı var ama ne dik açı
    en ufak tepeleri o yaratmış sanırsınız
    çalgıcının biridir belki de macun satan
    o şarkı senin bu şarkı benim istanbul’da
    elinde bir keman var sadece bir keman
    ve alaturka
    eski
    üçgenler var üçgenlerde ortak noktalar
    üçgeninizi çiziyorum var mı kendine güvenen
    bayanlar baylar

    cemal süreya
  • sonunda güldürür hayat insanı
    sevmek güldürür
    kavuşmak güldürür
    özlemek güldürür
    gözlerine bakmak güldürür
    aynı hissetmek güldürür
    aynı dili konuşabilmek güldürür
    varlığı güldürür
    yokluğu ise öldürür
    biz birbirimize gülmeye
    sonsuzluğun içinde
    aynı cümlelerde var olmaya devam edelim
  • sorular ?

    yürüyen bulutlara sorsak ya nereye gidiyorlar?
    güneş yasaklı mıdır?

    hayat şarkısını duyan var mıdır?
    yağmur altında dans eden ruhum ağyar mıdır ?

    dökülüp süzülen incilerimin akıbeti yâr mıdır?
    dokunduğum yanıyorsa içim lav mıdır?

    koşuyorsam ve kavuşuyorsam bi hayale
    varıp sarıldığım nâlân mıdır?

    kiristal.
  • şu yüce dağların karı erimez..
    sevenin gönlünde güller kurumaz..
    getme güzel, gurbet elden geri dönülmez..
    yurduna, yoluna kurban oluyum..
  • bu şehirde sen varsın, ben varım ama biz yokuz!
  • (ekmek vardı tereyağı vardi utanılacak bir şey yoktu
    bir şey daha yoktu ama kavrayamıyordum.)

    işte böyle olmak en iyisidir olmakların
    bir küçük çocuğu tuttum otobüsten indirdim

    (indirmiştim
    yok olan önemli bir şeydi allah kahretsin.)

    tüm kavgasız tüm duruk tüm başıboş,
    üç sayı kötü bir sayı iyi şiir dinledim,
    çıkıp okudular durup dinledim.
    bitmeseydi daha dinlerdim kötü mötü.
    saat kaç diye sordular birisi beş yani dedi.

    (ha kavgada ha aşkta
    bu gök bomboş ha kavgada ha aşkta)

    göge baktım yerli yerinde,
    haydutlar dalavereciler yerli yerinde
    vurguncular hayınlar vurdumduymazlar öyle.
    iyi dedim içim rahatladı
    düzen bozulmamış dedim sevindim,
    tenhaca bir bölgede şehre girdim.

    (ben herkese varım
    başka türlü olmuyor inanmayın.)

    bakin bu şehri ben kurdum ben büyüttüm ama sevemedim.
    (ekmek vardı tereyağı vardı söylemiştim önemlidir,
    utanılacak bir şey yoktu, kime anlatmalıyım.)

    ben sevemezsem sevmek kimselerin elinden gelemez.
    bizi tutkulara çagirdi otobüse, sosise, buzdolabına,
    telefona, sinemalara, radyolara, bir sürü kancık sevdalara,
    sürü sürü mutsuz alışkanlıklara,
    yalana dolana, itliklere, keten elbiselere.

    (sonra karısı öldü o çocuğun
    yalnızdı güçsüzdü herkesler gibiydi,
    kirlendi kötülendi sarhoşladı pis karılara dadandı.
    anladık onu ölenden başkası kurtaramaz,
    ölen de kurtarmamıştı.)

    bak ben seni nereden kurtaracagim şaşacaksın.
    şimdi bu taşları biz çektik değil mi ocaklardan
    bu asfaltı biz döktük biz onardık degil mi.
    bu yapıları on iki kat yapmak bizim aklımızdı,
    biz kurduk istersek umursamayız ya.

    (abluka burada başlıyor çünkü.)

    ekmek yiyelim tereyağı yiyelim çocuk büyütelim,
    sen beraber yatacağımız yatakları hazırla,
    sen onu yap yeter bak göreceksin.

    turgut uyar
208 entry daha
hesabın var mı? giriş yap