• dilberin kusmaları hayra alamet değil. küçük âzem diziye renk katacaktır.

    piraye ikili oynayan riyâkar bir kadın. cenk ile birlikteyken ademi düşünüyor. bu aşktan hayır gelmez.

    necmi ve aleynaya çok üzüldüm. kadın reyyazı cesurla, cesuru reyyazla aldatmak zorunda kalıp necmiye gerçekten aşık oldu. hiçbir erkek bir orospuya aşık olacak kadar mert değildir necmi, mantığın almıyor biliyorum ama biz de o yollardan geçtik. orospuya aşık olmak erkekliğe giden yolda kader değiştirir. aleyna yengemize hayatını adarsan leylayı ararken mevlayı bulursun.

    reyyaz da qavatlık mertebesinde çığır açtı. hem petro kimya fabrikasına çök hem necmi-aleyna aşkına engel ol.

    bu arada reyyaz kurudal denen zırtapozun evi geçen gün gündeme gelen yeraltı dünyasında çerkes cengiz olarak anılan angel cengiz şıklaroğlu nun acarkentte satışa çıkan eviymiş.

    acarkent’te 227.555.000 tl’e satılan ev
  • “gerçek hayat, hikayelerden esinlenir.” dizinin en sevdiğim mesajı ve fakat geçek hayatta olmayacak onlarca kurgu bu dizide var, fazla romantik, fazla şiir bir yerden yazıyor yılmaz erdoğan hocamız.

    şimdi gelelim bu romantik hayal dünyasının inci tanelerine;

    1- piraye gibi bir kadının kızına takma isimli eski mahkum ders vermez, veremez. zira o eve özel ders için yine o çevreden bir öğretmen gelir, hadi ergen kız herkesi kaçırdı gelenin de 7 sülalesi araştırılır öyle işe başlatılır.

    2- piraye, kendini keser yine de eve özel ders vermeye gelen gariban bir öğretmene aşık olmaz, hiçbir özel ders böyle güle oynaya geçmez, bu şekilde öğretilenlerle hiçbir sikim sınav kazanılmaz. yine aynı ikiyüzlü piraye gerçek adını bile bilmediği öğretmene holdingde iş teklif etmez. onu etkinlikte konuşturmaz.

    3-hiçbir doktor kadın, acile mafya çatışmasında yarlı gelen otopark mafyasına aşık olmaz.

    4-mafyanın taa allahı olan en büyük mafyanın sevgilisini 2 tane donsuz donkişot mu kurtaracak mafyadan? kurtaramaz adamın totosundan kan alırlar, ama he he inandık buna da.

    5-aynı mafyanın taaa allahı olduğu vurgulanan tanrı mafya feyyaz abimiz, sevgilisini düdükleyen adamı sağ bırakacak öyle mi? buna da tamam.

    6-istediği kadar şair olsun, o dünyanın insanı değilim desin azem gibi kaybetmiş ve başkalaşmış bir adam bütün gerçeğini açabildiği bir dilber dururken, onu terk edip, hakkında hiçbir şey bilmeyen iki yüzlü piraye'ye gitmez.

    dizi bu kadar ağır akmasa tüm bu romantizme okey dicem şans vercem ama o kadar ağır ki sahneler bunları düşünmeden edemiyorum. gerçekte tek hikaye hızlı bir tempoyla harika olabilirdi. o otel ve azem'in ailesini tekrar bir araya getirme çabası yeterdi mesela.

    mesela mafya ya ne gerek vardı, 01 adana'dan meşhur olan oyuncuya, mafya dizilerinin vazgeçilmezi oyuncularını rıza kocaoğlu ve kubilay aka gerek var mıydı?
    zengin ama mutsuz aileye hele hiç gerek yoktu! çocuklarını bulma öyküsü yeterdi, gerisine hiç gerek yoktu bence.

    bu şekilde giderse ki ritm değişecek gibi durmuyor, bekleneni veremez kanala. yenilir reyting denen canavara.
  • yıldız (ümit beste kargın) karakteri çok başarılı…
    olmasaymış olmazmış!!!
  • bi dakka..bi dakka..hastane müdiresiyle..baş hemşire azeme aşık olmadı mı? benim mi gözümden kaçtı!
  • yeni fragmanında sonunda kızını görebildik. ayrıca dilber azem'in onu bu hayattan kurtabilme ihtimalini sevmiş bence. * şimdilik izlettiyor kendini dizi, gittiği yere kadar izleyelim.
  • yavaş ilerliyor, bütün kadınlar azem'e aşık aman baydı gibi bir çok eleştiriye katılmakla birlikte ben bu diziyi acayip beğenerek izliyorum. koca adam oldum bazı sahnelerde bildiğin gözlerim doluyor. yukarıda bir yazar ufaktan değinmiş, çünkü ben bu diziyi izlerken çocukluğumun en güzel anlarındaki bir demet tiyatroyu izliyor gibi hissediyorum kendimi. izzet'i tombalakla, zerreyi ise laz bakkal gibi düşünüyorum mesela, izzet'in çok bilmiş olması ama konuları devamlı uzatması, sonrasında zerre'nin hiç bir şey anlamaması. pavyon sahibi kamuran abi mesela, izledikçe eyvah nejdet, nam-ı diğer ay inanmıyorum nejdet'i hatırlatıyor bana. eyvah nejdet hayvanlar üzerinden aforizmalar kasarken, kamuran abi dertleri üzerinden aforizmalar kasıyor. lütfiye ve fadıl çiftini ise nergis ve kasım ile benzetiyorum birbine. nergis'in lütfiye gibi ortalığı toparlaması, kasım'ın fadıl gibi sakarlıkları çok hoşuma gidiyor. her ne kadar yıldız'ı bir demet tiyatro'dan bir karakterle eşleştiremesem de en sevdiğim karakter. bir demet tiyaroya koy sırıtmaz. replikler yılmaz erdoğan'ın kaleminden çıktığı için muhtemelen kendisine sorsak oda atıf yapmak istediğini söyleyecektir. velhasıl ben bu diziyi açıkçası inci taneleri değil'de bir demet tiyatro izler gibi izliyorum. kalemine sağlık yılmaz abi.
  • yılmaz erdoğan, en çok da, arkeoloji öğrencisi otel çalışanı izzet aslında ya da benim için öyleymiş. azem hoca'yı değil ama izzet'i seviyorum ben.
  • köpük ve dolgu malzemesi kullanmasını mevcut dizi sürelerine binaen mazur görmemiz gerekir.

    hande yücedağ intihar etmiş olabilir. âzem sorumlu olarak kendini görmüş olabilir. zira telefonuna gelen mesaj "katil nehir" tezini çürüttü.

    âzem iki kadın arasında sıkışmış evet ama bu dilber ve piraye arasında değil hande ve piraye arasında. piraye muhtemelen hande yücedağ'ın meşrebine ve karakterine daha yakın. âzem, nergis-kazım dışında bir tek onunla sohbet edebiliyor içinde yalanlar barınsa da. ayça'da kendi kızının çocukluğunu yaşıyor.

    piraye ise hayatta kendini gerçekleştirme uğraşında ayakta duran aileden gelen zenginliğine değil kendine güvenen güçlü bir kadın. o da âzem'i çocuğuna baba ve kendisine koca olarak yakıştırıyor. hayatta olan eksikliğini onda tamamlayacağını düşünüyor.
  • ne zaman keyfimiz ellere dert oldu esliginde oynayacak dilber
    yoksa oynadi da ben mi kacirdim
  • senaryosu zayıf bir dizi.
hesabın var mı? giriş yap