• insan kaynakları birimi olan bütün şirketlerde çalışanların hayatlarında en az bir kere yaptıkları şey. bunun sebebi bütün insan kaynakları birimlerinde mutlaka aylin hanım diye birinin olmasıdır. aylin hanım diye birinin çalışmadığı insan kaynaklarından şüphe etmek gerekir. fason şirket olabilir.
  • melehat hanimla gorusmekten daha iyidir
  • kendisinin bir de saçma sapan tavırları vardır. "siz geçin görüşme odasına geliyor kendisi" gibilerinden, zannedersin reys-i cumhur gelecek.. gelir 15-20 dakika sonra topuklu ayakkabısı ve elinde bir ajanda ve dosyayla. oturmadan sorar; "bişey içer misiniz?" ulan sanki "evet içerim, şalgam ver" desem verecek. yahu iş görüşmesine gelmiş, kaderi senin elinde olan bir insan senden içecek bişey ister mi hiç? mantıklı düşün azıcık..!

    başlar konuşmaya.. ilk sorusu hep; "neden biz?" olurdur.. nasıl bir soru bu hacım ya. ulan bin tane vardı da ben seni seçmedim ki. ben başvurdum işsiz olduğum için sen aralarından beni seçtin. asıl sen söyle neden ben?.. ama işte sorulmaz, el kol bağlı tabi..

    sorulan sorular, tecrübeler filan hepsi bittikten sonra yavşak bi gülümseme ile sorar;

    - benim soracaklarım bu kadar, var mı sizin soracağınız bişey?

    yoktur tabiki.. kaderiniz o ajandanın içindeki kariyer netten alınmış çıktının içindedir. ve işin kötü yani olay bu ablamızda biter..
  • insanın kaynakları 4 tanedir; yemek, su, sex ve bunları sağlayan aylin hanım..
  • sanırım bu, en güzel şurada anlatılmış;

    (bkz: işe alınma beklentisi olmadan girilen iş görüşmesi/@lethassisu) *
  • o şirketin insan kaynaklarının kalbi ile görüşmek demektir. işinizi aylin hanım halledemezse az kişi halleder. doğrudur, her insan kaynaklarının bir aylin hanıma ihtiyacı vardır. bazen sözü geçen aylin hanım'ın kurumsal iletişimde olduğu da görülmektedir ama...

    aylin hanım'ın yardımcıları genellikle burcu hanım, ebru hanım, olmadı dilek hanım'dır. bu kişiler, aylin hanım'ın sadece blackberry ve kart ile girdiği toplantılara not defteri ile girer, aylin hanım sizinle göz kontağını kesmezken, onlar defterlerine not alırlar...

    sevgili günlük, bugün arkaik geldi görüşmeye. sempatik biri. anlattıkça anlatıyor. aylin hanım söz verdi, maaş artışını direktör ile konuşacakmış.. bakalım...
  • okuduğu bölümü yeni bitirmiş, belki yüksek lisansını yapmış, çeşitli kursları alıp çeşitli sertifikalara sahip bir türk genci için karşılaştığı en büyük zorluklardan biri belki de. daha öncede bu konuyla alakalı bir kaç kelam etmişliğim var, hatta bundan sonrada edeceğime emin olabilirsiniz. benim derdim aslında aylin hanımla filan değil, olmazda. derdim; aslında olması gereken prosedürleri yerine getirmek için çaba harcaması gerekirken, o işe ihtiyacı olduğunu bildiği birine eziyet çektirmek. evet tam tanımınla bu! kimse kızmasın, kimse darılmasın ama durum bu. içimizde kesinlikle ik departmanı çalışanı insanlar vardır. lakin unutmamak lazım ki istisnalar kaideyi bozmaz. acı bir sürü tecrübesi olan bir türk genci olarak konuşuyorum sayın jüri; ben kesinlikle suçsuzum..
  • "önce siz kendinizi anlatın sonra ben size işten biraz bahsediyim" cümlesini işitmektir aylin hanım ile görüşmek. "önce sen anlat işi de uymuyorsa ben hiç yorulmasam hem vakit kaybı da olmaz?" demek gelir içimden hep.
  • her canlının ömründe en az bir kez tadacağı eylem.
hesabın var mı? giriş yap