ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
22.00-05.00 arası sokağa çıkma yasağının mantığı
-
mantığı yoktur.
ulan sanki sadece gece bulaşıyor bu virüs.
gençliğimiz bitecek evde otura otura. yaz aylarında eve tıkılmak! yarı açık cezaevine döndük.
edit: imla
imamoğlu istanbul'la bizi düşman etmeye çalışıyor
-
taksiciler odası başkanı beyanı.
--- spoiler ---
"ibb başkanımız ukome toplantısı yaklaştıkça istanbul halkıyla bizi düşman etmeye çalışıyor." diyen aksu, "ayrıca araçlarda çalışan şoför arkadaşlar ile bizi düşman etmeye çalışıyor. perşembe günü yine toplantı var 5 bin plaka artışı tekrar gündeme gelecek. imamoğlu bunun alt yapısını hazırlıyor. 5 bin plaka ukome kararıyla geçmediği için istanbul halkı ve şoförlerle bizi düşman etmeye çalışıyor." dedi.
--- kaynak ---
evet, imamoğlu size milleti dolandırın diyor. imamoğlu size yolcu seçin diyor. imamoğlu size turistlerden 50-100 euro isteyin diyor. imamoğlu size taksimetre hilesi yapın diyor. imamoğlu size uber şoförlerini dövün diyor. yoksa siz melek gibi insanlarsınız.
izmitçe
-
"yok baaolm" ve "yuh baaolm" izmitçenin önemli bir parçasıdır... (bkz: yok be oğlum) olm yerine bazen abi gelir ki böyle ulamayı ben hayatımda görmedim "yok baabi" (bkz: yok be abi)
batuhan karadeniz'e tokat atan çocuk
-
sorsan hiperaktif der bu şeyi yetiştiremeyen mahluklar. evet bu şey.
karantina otobüsünden polis eşliğinde alınan yolcu
-
kim bilir hangi nüfuzlu insanın çocuğu sordurtmuştur.
"bütün hayvanlar eşittir, bazı hayvanlar daha eşittir"
-hayvan çiftliği, george orwell
kaynak
iyi denemeydi montaigne
kırk yıllık şükela'nın şapka olması
-
bir keyif şukelamız vardı. onu da aldılar elimizden. kahretsin. yukarı okunu verdim kardeş deriz artık.
2022 memur maaş zammı
-
evet şimdi "bonco yopolmomoolı yatıyoolar" ergenlerini sırayla izleyelim.
bak düşük zekalı, anlayacağın gibi anlatayım; üniversitedeki bir profesör hocadan doçentine, hastanede muayeneye gittiğin doktorundan, ameliyat için kendini emanet ettiğin cerrahına, kolluk güçlerinden itfaiyesine herkesi ilgilendiriyor bu mesele, paşam memuru ptt'de memuriyetle sınırlayan bir dünyası var çünkü, tabi gel gör ki o adamlar da ne kafa patlatıyor senin imza ve okuma yazma bilmeyen dede ve ninelerinin işlerine, yüz yüze günde 25 dakika konuşmadığı çocuğuna 6 saat emanet ettiği öğretmene de ne yapıyor diyor bu adam sonuçta.
sen sanıyor musun bu ülkede 500-600 dolara profesör-doçent akademisyenleri, cerrahları, diş doktorlarını tutabileceksin? ama yok paşam masa başı memuruna kinlendiği için bu adamlar da mutsuz edilmeli.
memur ekibi bu zammı haketmiyor görüşünü sadece "memursen" üyelikleri sebebi ile savunursanız hak veririm o kadar, bu sarı sendika yetkili olduğu müddetçe kimse gün yüzü göremeyecek.
bir akademisyen olarak söylüyorum, bu sene 2 makalem yayınlandı, 2 sunumum var fakat gel gör ki polonya'daki bir garson kadar maaş alamıyoruz, daha önce de yazdım; makale, dergi bunlar karın doyurmuyor artık kur, coin, endeks takip eder olduk "yok olan" maaşlarımız yüzünden.
bir doktorun egosundan daha büyük olan şey
-
egosunu değil dünya üzerindeki tıp literatürünü takip eden doktorlarımıza teşekkür ederek ve tenzih ederek söylüyorum ki çoğu için özel muayenehanesindeki para kasası egosundan daha önemli ve büyüktür.
parayı bastırıp özel muayenehanelerinde karşılarına çıktığınızda kırmızı halıyla karşılarlar sizi. ne egoları kalır ne de havaları.
daimi müşterileri ( hasta demedim bak) olabilmeniz için gülücükler, gülücükler. en bilmiş hasta da olsanız dinlenir ve kabul görürsünüz.
asla ''sen'' olmaz ''siz''lerin havada uçuştuğu durumlar yaşarsınız.
öyle...bazı doktorlar tüccar.
baydöner'in demeyelim de reklamı
-
bundan sonra sizden başka yerden iskender yemem. sizin gibi firmaların da ayaklı reklam tabelası olurum gerekirse.
akp sermayesine karşı öyle bir kinim var ki çevremdeki herkes uyuz olur bu huyuma. bütün firmaların, holdinglerin, şirketlerin sus pus olduğu yerde bu reklamı çektiğiniz, çekebildiğiniz için teşekkür ederim.
umut bulut
-
ankara'da okuduğum senelerde, trabzonspor'da oynuyordu. bir gün otobüse bindim ve bir amca bana umut bulut'un gol attığı bir maçta, umut ile ilgili bir spor manşetini gösterdi. "bak, oğlum bu benim." dedi. kendisiyle o denli gurur duyan, otobüste tanımadığı insanlara bile oğlunu anlatma isteğiyle yanıp tutuşan bir babası vardı ve bu kadar senedir, umut bulut hakkında tek bildiğim şey de bu. sanırım yeter de artar bile. başı sağolsun.