hey eugene
-
sahne performansına ve şarkılarına hayran olduğum pink martini'nin son albümü. içinde yer alan şarkılar şöyle:
everywhere
tempo perdido
mar desconocido
taya tan
city of night
ojala
bukra wba'do
cante e dance
hey eugene
syracuse
dosvedanya mio bombino
tea for two -
albümdeki taya tan, bukra wba'do ve hey eugene şarkıları albüm çıkmadan önce istanbul konserinde seslendirilmiştir.
not: anjin san benden uzun yaşayacak.
ekleme: ya sanırım cante e dance ve tempo verdito' yu da çaldılar... hepsini dinledim sank o konserde... -
(bkz: careful with that axe eugene)
-
pink martini'nin son albumu. piyasaya cikmadan p2p ortamlarina sizmistir; fakat soyle de bir durum vardir. internet ortaminda bulunan bazi rapidshare dosyalarindaki mp3lerde sarkilarin sadece ilk kisimlari bulunup sonraki bolumler hep ayni nakaratin loop'a alinmis seklini calmaktadir. ozellikle alinmis bir onlem midir bilinmez, ama eminim indirenlerin kafasini utulemek konusunda cok basarili olmustur*.
-
(bkz: hey jude)
-
28 temmuz 2005 pink martini istanbul konseri'nde china forbes ablamız bu hikayenin gerçekten başına gelmiş olduğunu*ve eugene adlı şahsın kendisini bir daha hiç aramadığı için bu şarkıyı yaptıklarını söylemiştir.
-
bir partide grubun solisti china forbes ile tanışıp telefon numarasını isteyen bir erkeğin kendisini hiç aramamasını anlatan bir şarkı. hikaye yaşanmış ve china gerçekten üzülmüş adam aramayınca ki bu şarkıyı yapmış. muhtemelen adam numaranın yazılı olduğu mendili kaybetmiştir yoksa aramaz mı hiç?
-
-
ne kadar salak olduğumu bana gösteren albümdür efenim. şöyle ki, o bahsi geçen tekrarlı versiyon (#10955199) var(mış) bende. son bir haftadır deli gibi pink martini dinleyen ben, shuffle sağolsun tüm albümlerini birlikte dinlediğim için bu albümde bir yamukluk olduğunu sezemedim ilk önce. sonradan city of night'ı dinlemeye başlamam ve akabinde oda arkadaşımın "ne biçim şarkı lan bu bitmicek mi" demesi ile iyice bi ısındım hatta, adamlar ne güzel değişik şeyler deniyorlar diye. sonra taya tan'ı keşfettim, bilmeyen arkadaşlar için özet geçeyim, şarkının başındaki o dım tıp tıp tıp melodisinin 34'üncü saniyede fade in olarak girdiğini ve şarkının tekrar başa döndüğünü, bunun böylece 2 dakika 42 saniye sürdüğünü düşünün. bi de bu şarkıyı sonuna kadar dinleyip sonra bide teoriler kuran (abi adamlar şarkının girişini çok beğenmiş böyle ilginç bişey yapalım demişler, süper olmuş lan!) bir salağı düşünün. hah. o benim işte. dosvedanya mio bombino'yu dinlediğimde ise artık bir şeylerin ters gittiğini farketmiştim.. 4 dakika boyunca "doosvedaaaanyaaa mioo bombinooo" demeleri gerçekten çok saçmaydı çünkü.
lan anlatmayayım diyodum ama dayanamayacam. bu tekrarlı şarkıların hepsinin son albümde olduğunu keşfedince de benim jeton düşmedi hemen. nasıl bir paranoyak kafam varsa (#7397204 no'lu entrinin de rolü büyük) adamların kafayı yediğine karar vermiştim bi de. allahım. duygularımla oynadınız lan, kahrolsun korsan mp3'ler! -
az once edindigim pink martini albumu. biraz hayal kirikligi oldu sanirim, istedigim lezzeti alamadim ilk bir kac dinleyiste ama dinledikce acilacagini dusundugum bir konsepte sahip.
(bkz: hayal kirikligi yoktur yuksek beklentiler vardir)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap